BİR YOLCULUK HİKAYESİ (MUTLAKA OKUYUN)
Normalde seçtiğim konu dışında olsa da sosyal medyada tüylerimi diken diken eden bir hikaye ile karşılaştım. Bunu da sizlere aktarmak istedim. Hikaye İstanbul'da metroya binecek gencin ağzından anlatılıyor. Yaşlı bir amcayla arasında yaşananlar dile getirilmiş. Gerçekten etkileyiciliği yüksek bir hikaye dikkatle okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum...
"Tam metroya bineceğim, bir tane yaşlı amca makinenin önünde panik yapmış dolduramıyor kartı, arkasında birkaç tane genç birikmiş bağrıyor amcaya "Hadi be ne yapıyorsun, flört mü ediyorsun makineyle?" tabi bunu duyunca delirdim napıyorsunuz ya dedim gittim amcanın yanına yardım etmeye. Canım amcam ne istiyorsun dedim, kartım yok dedi, doldurduk kartını dedim al istediğin yere git bununla hatta sen başvuru yap senin yaşına ücretsiz ulaşım dedim, neyse ben doldurdum kendi kartımı metroya geldim baktım amca orada bekliyor hala, ne oldu amca dedim - yavrum adress soracaktım beni azarlarlar diye soramadım, seni bekledim dedi, olur mu öyle şey amcam dedim, peki nereye gidecektin sen dedim, Üsküdar marmaray dedi. Amca Kirazlıdayız karşı tarafta o nasıl buraya geldin uzak dedim, kafasını eğdi, dur dedim anlattım ona.
Buradan yeni kapıya git oradan sarı çizgiyi takip et marmaraya bin oradan iki durak sonra Üsküdar Marmaraydasın dedim. Baktım amca mahzun mahzun bakıyor anlamamış durumu, tamam dedim amca gel beraber gidiyoruz. Atladık metroya yoldayız Üsküdara doğru yolumuz da var daha. Muhabbet olsun diye nerelisin dedim, Malatya dedi. Var mı kayısı bahçesi falan dedim? Dedi ki yavrum ben emekli ağır ceza hakimiyim vay be dedim içimden yola devam ettik. Sonra amca dedim Malatya'dan buraya neyle geldin dedim? Uçakla mı, otobüsle mi, amca dedi ki hatırlamıyorum. Dedim amca valizler nerede.... 3 yaşındaki çocuk gibi yüzüme baktı nerede dedi. O an anladım amca demans hastası, yani kişisel tarihini hafızadan unutmak silmek rahatsızlığı...
Sonra amca nereye dedim, "Oğlum beni Üsküdar Marmarayda bekliyor" dedi. Neyse dedim telefonunu istedim, ne telefonu deyince iş sıkıntı dedim kimliğini aldım ismini soy ismini öğrendim operatör bir yakın arkadaşa bilgileri gönderdim tanıdığının numarasını öğrenmek için sahiden de geldi tanıdığının numarası, kızı çıktı. Pardon rahatsız ediyorum diyemeden Üsküdar Marmarayda mısınız? Dedi evet dedim şaşkınlıkla. Dedi ki eniştenin numarasını vereceğim size onu arayın, aldım numarayı aradım yine özür diledim gece gece rahatsız ettim diyemeden Üsküdar Marmarayda mısınız? Dedi evet dedim. Herkes biliyor burada olduğumuzu anlamayadım şaşkınlıkla sorgularken enişte geldi yanımıza.
Gelir gelmez sarıldı bana, ben başladım azarlamaya demans hastası bu amcayı dışarı tek bırakmak nedir üç yaşındaki bir çocukla aynı şey! Kim o oğlu da burada bekliyorum diyor amcaya dedim, enişte ise abi doğru demans hastası her şeyi unutuyor ama oğlu polisti 3 yıl önce şehit oldu ve babasıyla son konuşmasında "Baba Üsküdar Marmarayda seni bekliyorum" demişti, her şeyi unuttu onu unutmuyor, arada evden kaçıp buraya geliyor. Dizlerimin bağı çözüldü kaldım öylece neyse amca ile enişte de gitti kendi kendime düşünüyorum.
"Belki de oğlu cidden oraya geliyor biz göremiyoruz, sonra konu üstünde düşününce dedim bizlerde DEMANS hastasıyız, toplum olarak geçmişimizi unuttuk sağa sola savruluyoruz nereye gittiğimizi bilmeden. Çalışıyoruz mücadele ediyoruz ama kim olduğumuzu unuttuk, nereye gideceğimizi unuttuk.
SEVGİLER