Birbirimizden habersiz yıllar geçiriyorduk. Belki de bazı şeyleri bu şekilde kaybediyorduk. Mesela mutluluğu, mesela bizi, mesela sonsuzluğu. Senden önce inanmazdım ben aşka. Sayende sevdim hayatı, sayende öğrendim aşkı, sayende buldum huzuru.. Kime yazıldığını bilmeden okuduğum tüm yazıları senin için okudum, sana uyarladım ben herşeyi. Yaşamakta, ölmekte seninleyse huzur, seninleyse umuttu benim için. Sen öğrettin bana giderken kalmayı, herşeyi oluruna bırakmayı.. Her yeni günün bir umut olduğunu sen öğrettin. Öğretmenimsin sen benim. İnadımı yenmeyi, oluruna bırakmayı, karşılıksız sevmeyi farketmesende sen öğrettin. Sorunları aşmayı da, sorun çıkarmayı da seninle sevdim. Yıllar geçti çok yol kat ettik diye düşünürken geri dönüp baktığımda hala daha birbirimizden habersiz olduğumuzu, hala daha bazı şeyleri kaybettiğimizi düşünüyorum. Sevmiyorum artık ama özlüyorum. Ve bunun bedeli sevmekten çok daha ağır. Çok kıskanıyorum sana sarılanları, bir daha ellerim boynuna dokunamayacak, burnum kokunu içine çekemeyecek, dudakların saçlarıma dokunamayacak ve ben sana bir daha sarılamayacağım..