Akrebin yelkovanı kovalarken çıkardığı ses zamanın geçtiğinin en büyük habercisi olmalıydı.
O sese kulaklarımızı kapattık, sanki öyle yaparsak geçmez diye düşünerek.
Oysa o sese kulak verseydik biraz, geçen zamanın telâfisi olmadığını anlayabilseydik, belkide keşkeler bu kadar fazla olmazdı dilimizde.
Ne çok keşkemiz var şimdi.
Ben keşkelerimin birazını ceplerimde saklıyorum, aralarında biraz umut kırıntıları.
Keşke diyorum...
Keşke o sese kulak verseydim.
Keşke kelimelerimi biraz seçerek kullanabilseydim.
Keşke kimseyi kırmadan bu dünyadan ayrılabilseydim.
Keşke insan değilde meselâ meteor taşı olsabilseydim uzay boşluğunda.
Keşke hafife almasaydım zamanı bu kadar.
Zaman her şeyin ilacıdır sözüne kanmasaydım, akışına bırakmasaydım.
Ah keşke o saati kaldırmasaydım duvardan, tıkamasaydım kulaklarımı.
Bilemedim...