Hepimiz bir şeyin yazarı ve şairiyiz.. Bizi farklı kılan ne hayatımız ne de genel yaşantımız... Tamamen kalemimiz ve algılarımız.. Kırmızı bir gülün dikeni olduğu için kötüleyen ile kırmızı gülün renginden ve kokusundan öte zarif bulan arasında algı farkı var. Birazda yaşadıkları doğrultusunda etkisinde kaldığı ruh hali de büyük rol oynuyor..
Algıladığımız kadarını yazıyoruz... Yaşadığımız kadar hissediyoruz. Kimini gereğinden fazla yaşayıp taşıyor, kimini yaşamaktan eksik kalıp mahrum bırakılıyoruz... Ve yarım bırakıldığımızın hasreti bizi yarım bırakan şeye odaklı yazılar yazmaya teşvfik ediyor. Yazarlık koyunluğa benziyor... Koyunlar onların canını yakanın peşinden giderler... Biz yazarlarda canımızı yakan şeyleri dillemdirmeyi daha çok seviyoruz.. Yazarların genelde olan o hüzünlü mizacı buradan geldiğine inanıyorum..
Ayrılıkların adamıdır yazar.. Yarım bırakılanlar ve yarım kaldığı halde yarım bırakmayanlar kervanındadır.. Yaratır yazar.. Duygularıyla algılarıyla kendince bir ütopya kurar... Öğretmendir yazar algıladığı kadarını aktarır okuruna... Hissettiğini hissettirir yazar... Herkes farklı yaşar herkes farklı yazar kalemlerin farklılığı buradan geliyor... Birde rengi yoktur yazarların kalemlerinin.. Hissettikleri ve yazdıkları bir renge dönüşür ve kaleme işlenir.. Ya zift gibi karadır ya da gökyüzü kadar mavi... Kimsenin bilmediği uçsuz bucaksız yerleri keşfedip okuruna sunandır yazar.. Kaşiftir. İçinin derinliklerinde yatan aşkı döker kağıda... Yapmak isteyip yapamadıklarını yazar yazar...
Sessizdir, içindeki çığlıklarla mücadele içindedir... Kahkaha atmaktan çok tebessüm eder yazar... Algıladığı kadar besler duygusunu... Mutluluk anlayışı sadece gülmek ve kahkaha olanla mutluğu, yapmayı sevdiği işleri yapmak ile anlayanla farklıdır... Ortak noktası yazmaktır yazarların... Aynı algıları yoktur aynı hayatı aynı konuyu ap ayrı yaşar yazar... Dünyası ebedi dostu bir kalemi bir defteridir... Sırdaşı yoktur yazarların.
"Sırrını kaleme anlatsa yazar, kalem gider onu deftere anlatır... Bu yüzden doludur yazarların içi.. Bu yüzden derin anlamlarla doldurur eserlerini... "
Yazar algıladığı kadar ve yarım bırakıldığı konuyu yazar... Yarım kalır ancak kimseyi yarım bırakmaz... İyi ki varlar biz yazarlar....
SEVGİLER