Bizim somyemiz vardı. Gündüz koltuk, gece yatak niyetine kullanılırdı. Altındaki yayları yok mu? Ah o yaylar. Altı bir elbise dolabı niteliğinde kullanılır, yanları bir kadının bacağnını eteği ile sardığı gibi sarıp sarmalanırdı.
Bizim acılarımız vardı. Gündüz kan, gece kabuk tutan. Altındaki yara yok mu? Ah o yara. Altında kabuğu kaldırınca dışarıya çıkıp nefes alacak kan vardı. Toplasan bir iki gündü acısı.
Bizim kardeşliklerimiz vardı. Kavga çıkınca sopamız, hüzün olunca dermanımız olurlardı. Kalplerindeki sevgi yok mu? Ah o sevgi. Derdimiz olunca yumuşacık olup, kavgamız olunca taş gibi sertleşirdi.
Bizim eskilerimiz vardı. Buraya yazılacak bir iki cümleyle anlatılamayacak. O eskiler yok mu? Ah o eskiler..
Arjin Kıran