Milena bir yandan içi yanarken diğer yandan acısını bastırıp, yerde kanlar içinde yatan Artur’u kaldırıp, salona getirdi. Şöminenin başına oturtturup, hemen gazlı bez ile yarasını temizlemeye girişti. Artur’un kafasından az da olsa halen kan akmaya devam ediyordu. Bir bıçak ve kurşun yarası değildi. Sanki başka bir cisimle kafasına vurulmuştu. Milena şuan bunları düşünmekten ziyade Artur’un kanını durdurma çabasındaydı. 3 paket gazlı bezden sonra kanı durdurmayı büyük ölçüde başarmıştı Milena fakat yaranın dikilmesi gerekiyordu. Aksi takdirde kanlar akmaya devam edecekti. Yarı baygın haldeydi Artur. Milena, Artur’un elini omuzuna atıp, belinden kavrayıp, evlerinin önündeki otomobillerine doğru götürdü. Bindiler ve hastanenin yolunu tuttular.