48 saat geçti. Dr. Luna, Artur’u uyandırmaya çalışacaklarını ve kendisini olabilecek kötü senaryoya hazırlaması gerektiğini Milena’ya söyledi. Milena her ne kadar hazır olmasa da “tamam” demekle yetindi. Dr. Luna uyandırma işlemine başladı. Fakat Artur uyanamadı. Milena, üzüntünün şaşkınlıkla harmanlandığı bir duygu haliyle Dr. Luna’ya bakıyordu. Dr. Luna şok uygulamaya başladı. “200’e şarj et! 300’e şarj et! 400’e şarj et!” derken Dr.Luna’nın şok uygulamaları sonuçsuz kalıyordu. Milena için şaşkınlık hali, Dr. Luna’nın şok aletini yavaşça ve üzüntüyle yere koymasıyla büyük bir acıya bırakıyordu. Gözlerinden akan yaşları, yerleri ıslatıyordu. Hemşireler Milena’yı tutmaya çalışırken, Milena büyük bir güçle hemşireleri iterek, veryansın ederek Artur’un yanıbaşına geldi. Gözyaşları, Artur’un cansız bedeninde damlalar halinde süzülüyordu. Milena önce Artur’un yara yerine sonrada dudağına bir öpücük kondurdu. Bu bir veda öpücüğüydü. Milena’nın çok sevdiği Artur’una veda öpücüğü. Artık gökyüzüne beraber baktığı, yıldızlara bakıp dilek tuttuğu o çok sevdiği adam olmayacaktı. Bunun ağırlığıyla yaşamaya mecbur bırakılmıştı.