Anlamak için 'insan'ı, çok uğraştım,
Sevaba, bazende günaha bulaştım,
Tam vazgeçtim derken, alıştım,
Bir ömür gitti boşu boşuna!
Felekten bir hayat yaşattın bana,
Kendimi çözmeden, kapıldım sana,
Şu insanlık denen sır' rın uğruna,
Koşup durdum hep, boşu boşuna!
Ömür tükettiğim hayeller çoktu,
Bir dostun olmazsa, tadıda yoktu,
Kim şu kalabalığı aklıma soktu?
Gürültüyle yaşadım, boşu boşuna!
Eski evimin yırtık perdelerinden,
Cebimde gıcırdayan meteliklerden,
Yırtık papuçlarım, yamalı ceketlerimden,
Utanıp durmuşum, boşu boşuna!.
Nerede başladım? Nerede bittim?
Şu caddenin kör çıkmazındaydım!
Nasılda geçti ömür, gençliği yitirdim,
Hesapsız, kitapsız, boşu boşuna!
Eskiler kaybolmuş, yeniler hissiz!
Yıkılmış evler, virane, sahipsiz,
Kabirler dolmuş, çoğu isimsiz,
Meğer yaşamışız, yok'luk uğruna!
Yüklenip durmuşuz, hadsiz vebali,
Unuttuk gittik çoktan, nice cemâli,
Sonuna geldik hayatın, işte finali,
Nasılda yaşamışız, boşu boşuna!
Saatten son akrep, son yelkovan,
İşte son saniyeler belkide son an,
Bir itirafım var, yokmu hiç duyan?
Ben beni tükettim boşu boşuna!
Merhamet peşinde koşup durdum,
Tatlı bir tebessüm bekliyordum,
Güzel sözler söylemekti huyum,
Huzuru fanilerde aradım boşu boşuna!
İşte çetin bir sınav, sorular, tanık!
Gecenin yarısı vakit, bir ben uyanık!
İyiler, hasbiler, en temizler sanık!
Derdime ağlarım sanma ki boşuna!