BOZUK ET PARÇASI

"Bunda benim bir suçum yok,biliyorsun. "

"Biliyorum,biliyorum ama anla beni nolur. Yani olmaz yapamam ben. Yani... Artık midem kaldırmaz. "

"Neyi miden kaldırmaz Sedat bozuk et parçası mıyım ben? Neyi miden kaldırmaz. Ben tecavüze uğradım,onurum incindi,korktum. Belki şu an hayatta bile olmayabilirdim. Şimdi. Sana en çok ihtiyacım olduğu zamanda beni ortada bırakıyorsun. 10 yılımı verdim ben sana. Bu kadar kolay mı herşey."

" Bak. Bu durumda ne söylenir,ne hissedilir bilmiyorum. Tek bildiğim şey bu evliliğin artık devam edemeyeceği. Ya bir kere insanlar ne der. Nasıl bakacağız milletin yüzüne. Ben sana nasıl sevgi sözcükleri sarf edeceğim. Bir daha birlikte nasıl yatacağız Seher. Her seferinde aklıma senin bu durumun gelecek. Yani anla işte yapamam. "

"Neyi anlayayım ya,neyi anlayayım. Allah belanı versin Sedat. Mağdur olan benim,ama sen benim seni anlamamı bekliyorsun. Sedat ben zor durumdayım. Sana en çok şu dönemde ihtiyacim var. "

"Seher inan bana seni çok seviyorum. Yani sensiz nasıl yaşayacağımı gerçekten ben de bilmiyorum. Ama ben böyle gördüm,bana bu öğretildi. Yani bizde namus herşeydir. Herseyi geçtim. Kendi aileme açıklayamam bu durumu. Bence biz birbirimizi daha fazla kırmayalım. "

"Ne gördün sen Sedat. Sana ne öğretildi. Temiz bir şekilde sevişebileceğin bir kadın bul,onunla evlen sonra olur da biri o kadını kirletirse olduğu gibi kapının önüne koy mu dediler. Ben senin sadece bir et parçası mıyım? Bunca yıl yaşadığımız herşey benim bedenim üzerine mi kuruluydu?... Allah'ım şu duruma bak. Canım acıyor Sedat. Günlerdir bir daha normal bir hayat sürebilecek miyim diye düşünüyorum. Herkesten,herşeyden,her tıkırtıdan korkuyorum. Tutanacak bir dal,normale dönebileceğime dair küçücük bir umut ışığı arıyorum ve sana sığınıyorum. Ve sen kalkmış bana toplumdan,örften,adetten bahsediyorsun. Peki bir gün böyle bir olay senin başına gelse? Kendinden kaçabilecek misin o zaman? Kendini de bana yaptığın gibi çöp tenekesine fırlatıp atabilecek misin? "

"Seher lütfen... Çirkinleşmeyelim. Bu benim elimde mi sanıyorsun. Hadi diyelim ki herşeyi görmezden gelip devam edelim. Her durumda bu karşına konulacak biliyorum. Ben yetiştiğim çevreyi,beni yetiştiren insanları,toplumu biliyorum. Gercekten çok özür dilerim ama ben o değilim. Senin arkanda durabilecek,tüm toplumu,yargıları karşıma alabilecek güce sahip değilim. "

"Anladım... Sana en çok ihtiyacım olduğu zamanda beni ortada,ayazda bir başıma bırakıyorsun ya. Dilerim günahımdan kurtulama. Sana verdiğim yılların,emeklerimin tek bir saniyesini bile helal etmiyorum. Dilerim,siz erkeklerden kadınlara sadece et gözüyle bakan hiç biriniz bizim vebalimizden kurtulamayın. Sen sadece beni değil,insanlığını da kaybettin. Hoşçakal."

Öylece,sessizce çıkıp gitti Seher. Kapıyı çarpacak kadar bile mecali kalmamıştı. Başına gelen o felaketin tüm hayatını alt üst edeceğini nereden bilebilirdi ki. Daha bir ay önce eşine hazırladığı sürpriz yıl dönümü yemeğini hatırladı Seher. Romantik bir gece geçirmişlerdi,geleceğe dair planlar,hayaller kurmuşlardı. Meğer Sedat o hayallerin hepsini Seher'in bedeninin temiz kalması karşılığında kuruyormuş. Seher onun için sadece bir avmış. Bunca yıl yuva zannettiği şey aslında Sedat'ın onun bedenine tek başına hakim olmasının haklı gururuymuş. Ve sonra bir gün ondan başka biri avına dokununca,o av artık onun için işe yaramaz çöpe atılması gereken bozuk bir ete dönüşmüş. Bedenini temiz tutmanın karşılığında 10 yıl vermiş Sedat ona. Kirlendiği andaysa tüm benliğini çekip almış kendisinden. Seher artık yok hissediyordu kendini. Kararını verdi gerçek bir uçurumun kenarına gidecek ve kendini çöplüğe bırakacaktı. Böylece dünya kokuşmuş bir et parçasından daha kurtulacaktı.