Gün dönüyor sabah oluyor, güneş doğuyor ben oluyorum,
Bilinmedik bir nefesle, tatılmadık bir hisle ben uyanıyorum,
Gözleri ilk defa görmüş bakışlar gibi sunuyorum kendimi hayata.
Tanıdık bir sesle konuşuyorum,
Dinliyorum, susuyorum
Sözlerim, bir uçurum!
Tutunacak dalım yok,
Kıyıdan köşeden düşüyorum.
Sıkılmaya hazır bir kurşun gibi yakıyorum sigaramı,
Yıldırıyor yıldırımca gürültüler, kızgın gökyüzü,
Düşmeye hazır yağmurlar gibi baştan aşağıya hep vakalar.
Sertçe bir rüzgar çarpıyor çehreme ellerimizden tutanım yok,
Tek bir cevapsız bakışla sürükler miydi gözlerimi gözlerine.
Bilip anlayamadım,
Aşık olmuşum aşık ben.
Zamanla bir adımlar bin oluyor sevda yolunda,
Adımlarım yoruluyor heyhat,
Yürüyüşüm yavaşlıyor,
kalbimin zorlandığı anda,
İçime aktığında sevda ile aşk ile,
Gözlerimi her yaktığında bakışlarınla.
Görüş açım değişiyor,
Senin geçtiğin ara sokakta.
Yeter miydi sanki ömrüm ,
Sensiz geçen tüm zamanları geri almaya kardelen sultanım.
Güz oluyor,ilkbahar yok,
Geçiyor ömrüm bethad sensiz,
Unuttum ben gülmeyi sensiz,
Kırılgan ağaçlar, buz gibi soğuk havalar,
Gelipde gidiyor dili yasaklanmış hevesler,
Tatlı loş hemde hoş geceler.
Yüreğim hep bir telaşe gelirsin habersiz diye.
Kimilerinin mutluluğu
Doğrusu veya yanlışı bilinmezdi yokuşu,
Doğuşunda ölüm, kalbimizde bir koğuştu
Mahkûmiyet zinciriyle bağlı hürriyet!
Hepsi bir duruş yada tek bir vuruşmuydu bu hayat.