Üzerinden uzun zaman geçti bazı şeylerin. Sıralamak için vakit harcamayacağım çünkü o kadar zamanım olduğunu sanmıyorum. Bu bir intihar yazısı ya da veda için parmaklarımdan dökülen kelimeler dizisi değil. Bazı şeyleri tek solukta anlatamamanın verdiği o müthiş yorgunluktan geriye kalan benden, sitemler sadece. Yürümem gereken zor ve bir o kadar da uzun yolun daha başındayım ve kaygılarım ayağımı kaydırıyor. Deniz kenarına çekilmiş setin üzerine oturmuş, dalgaların duvara çarptığı esnada ayaklarıma sıçrayan su damlacıklarını izlediğim, hızla esen rüzgar ve beraberinde ayaklarımın altından süratle akıp giden denizin başımı döndürdüğü o günü düşünüyorum. Ne kadar korkmuş olsam da bağıra çağıra şarkı söylemiştim çünkü yanımda sevdiğim bir arkadaşım vardı. Her anımız böyledir. Korkular ve kaygılar yalnızlıktan beslenmez mi zaten? Birine sığınamadığımız o vakitler itmez mi bizi en derin korkularımıza? Eskiden beni anlayan ama mutlu etmeyen insanların yanındaydım. Şimdi ise beni anlamayan ama mutlu edebilen insanlarla birlikteyim. Ne yaman çelişki... Halbuki ikisinin aynı kişi olması gerekmiyor muydu? Cümlelerim arasındaki tutarsızlıktan belli olacağı üzere aklım karmakarışık. Sadece aklıma geleni yazdım ve şimdi sessizce geldiğim boşluğa döneceğim. Boşluk. Boşluk .