Bakıyorum da karşıma bir akşamüstü, şehrin tepesinden aşağı , karşımda işte şimdi, savunmasız ve saklı haliyle. Bir semt, bir mekân, birkaç insandan ibaret değil bu kez. Koca bir yer var gözlerimin önünde ve koskoca bir gökyüzü var, şekillenen düşüncelerimle. Güneş mesaisini tamamlamış, mutlu mesut inzivaya çekmiş kendini. Dağların ardında, yarınki hazırlığını yapacak. Aldığı emir ile coşkuyla yarın yine tüm ışıklarıyla göz kamaştıracak. Ardında renkler bırakmış. Mevsimde yaz malum ve en sıcak günlerinden biri bugün.
Belli ki bulutlarda bugün izinli. Şehirden çıkıyorum göğe doğru. Yıldızlar tek tek gösteriyor kendini . Kimi yakında, kendinden emin ve parlak, kimi de uzak ta biraz çekimser ama çatlak. Yarım kalmış ay bugün ama memnun halinden. Tam şehrin üstünde, bulutsuz bir günde kapmış başrolü.
Siliyorum şehri tablodan, sonsuz gökyüzündeyim bir an. Berrak, temiz, huzurlu tamamı ve ben içindeyim işte. Gözüm kayıyor bir yıldızla birlikte ve aşağıya şehre doğru iniyorum yeniden. Işıklar şenlenmeye başlamış bile. Zaten hareket halindeki şehir biraz daha canlanmış. Günün getirdikleri bir yana bırakılmak üzere çekiliyor insanlar sığınaklarına. Bakıyorum ve görüyorum bir bir herkesi.
Şu evde bir çocuk ağlıyor, anne babası kavga ediyorken diğer odada. Bak sağdaki evden kahkahalar yükseliyor, belli ki hoş bir sohbet var. Soldaki tabutu gördün mü ve başında ağlayanları, Allah günahlarını affetsin, iyi bilinirdi mutlaka. Kavga ediyorlar bak şu sokakta, kim bilir ne saçmadır sebep, bilseler kavga boşuna. Tepinenleri görüyor musun öte yanda, vur patlasın çal oynasın, var mı ötesi şimdi size göre. Kim bilir belki bir düğün belki değişiklik amaç işte. Âşıkları görüyor musun, bankı mesken bilmişler; belli ki kaçamak bunlar doyamıyorlar birbirlerine el ele, göz göze, sarmaş dolaşlar. Aaaa bir bebek ağlıyor, yeni gelmiş dünyaya. Biraz ürkek ve şaşkın tabii. Ağlama güzel bebek hoş geldin aramıza. Ah canım bak mesaisi bitmemiş, evde olmayı hayal ediyor bak. Üzülme dostum bu geçicidir bu çalışmak.
Ve daha niceleri. Ne olaylar yaşanıyor şimdi an an. Bazısı hiç unutamam dediğimiz, bazısı da değerini bilmediğimiz anlar eskitiliyor. Ölenler doğanlar, kazalar düğünler, savaşlar barışlar, kahkaha ve gözyaşları yükseliyor göğe doğru. Birinin eli göğe uzanmış aman diliyor, biri unutmuş nedenini amaan diyor. Kötüler iyiler, yeniler eskiler, komediler ve trajediler. Bazısı da arada kalmış trajik komikler ve birde bugünü unutup, geçmişi geleceğe çarpıp hesap edenler.
Çıkmıyorum da şehirden, göğe bakıyorum yeniden ve bu kez bütünü alıyorum karşıma. Rüzgâr esiyor ılık ılık ve şükrediyorum. İşte bütün benim. Ve bütünün içindeyim.