Bizler neden kalplerimizin karamsarlığın esareti altında ezilmesine seyirci kalıyoruz?
Düşünmeden girdiğimiz yollarda, bir şoför misali hatalı sollamalar yaparak kazalara sebep oluyor; bu kazaların doğurduğu sonuçları görmezden geliyoruz.Yapmış olduğumuz büyük hataların içinden çıkmanın yollarını bulma çabasına giriyor ;fakat yaptığımız hataların bedelini olabildiğince büyük ödüyoruz. Yapmış olduğumuz hataların bizlere neler kaybettireceğini hiç hesaba katmıyoruz. Bunları hesaba katmış olsak bahsettiğim büyük bedelleri ödememiş oluruz. Evet sevgili okurlarım ,bizlerin yapmaya devam ettiği bir hatayı daha kaleme almanın doğru olduğuna kanaat getirdim. Bu ve bunun gibi bir sürü yazı kaleme aldım.
Bu yazıları yazdığın için pişmanlık duymakta mısın ,sorularını duyar gibiyim. Ama bir an bile pişmanlığın içine kendimi sokmadım. Pişman olacağım bir şeyi asla yapmamam lazım geldiğini biliyorum. Yaptıklarımın doğru olduğuna inandığım için bu güzel işi yapıyorum.
Sizleri olumsuz olan her ne varsa onlardan uzak tutma gayretine girdim, bir satırımda dahi olumsuz bir şeyi yapmanızı istemedim. Her kelimemde, her cümlemde sizlerin olumsuz düşünceleri kafanızdan silip süpürmenizin çabasına girdim. Fakat başarıya ulaşıp ulaşamadığım konusunda endişeli durumdayım. Belki şu düşüncelere sahip oluyorsunuzdur:Bu adam da çok bilmiş, bizim kafamızı tırmalamaktan başka bir işe yaramıyor.Ama ben çok bilmişliğin karşısında durmakta, onun insanları esareti altına almaması için savaş vermekle uğraşıyorum. Her ne ise değerli okurlarım, bu sefer kaleme aldığım hatamız kalplerimizi, beyinlerimizi karamsarlığın elinde esir edip, karamsar düşüncelerden kurtulmanın çabasına girmemektir. Bizler,karamsarlığın esaretine kalplerimizi sokmamak için hiçbir yol aramıyoruz. Daha da vahim olanı, istediğimiz olmuyor diyerek kendimizi o boş düşüncelerin ilk adımlarına teslim ediyoruz. Düşünmeye fırsat vermiyoruz kendimize,bu attığımız adımlar bizi hangi yollara sürüklemekte, hangi sellerde boğmak istemektedir diye.
Kendimize fırsatlar verelim, attığımız adımları hesap etmeden bir yola girmeyelim.İçimizde kopmayı bekleyen karamsarlığın fırtınasının bizleri önüne alıp, oradan oraya sürükleyip bizleri bin parça etmesine müsaade etmeyelim. Aksine aydınlığa çıkacağımız düşünceleri kafalarımızda yüreklerimizde canlandıralım.
Bu mantıklı düşüncelerimizi etrafımızdaki insanlarla paylaşmaktan da geri durmayalım. Mantıklı düşüncelerle hareket edersek kazancımız daha çok olur. Mantığımızın yetmediği yerde yüreklerimize kulak verelim, içine düşmekte olduğumuz karamsar düşüncelerle vedalaşmak için bir an bile tereddüte girmeyelim. O anlamsızlıklara esir olmak demek, bizlerin içinden çıkılması zor olan boşluklara düşüp karamsarlığın denizinde boğulup kaybolmamız demektir. İyi dostluklar, iyi arkadaşlıklar edinelim ki yüreklerimizde düşmekte olduğumuz karamsarlıkların izlerinden eser bırakmasın .Bahsetmekte olduğum güzel dostluklar, arkadaşlıklar… Güzel dostluklar ,arkadaşlıklar edinmeyi başarabilirsek ,girmekte olduğumuz karamsarlık yollarından çıkmayı büyük ölçüde başarmış oluruz. Tek başımıza kaldığımız her zaman yapmamız gereken şu olmalıdır: Yaptığımız her şeyde ölçülü olmaya dikkat edilmelidir. Özellikle çıktığımız yollarda attığımız adımlarımızda, konuşurken seçmiş olduğumuz kelimelerde, bulunduğumuz bir mekanda, yapmakta olduğumuz ve yapacağımız hareketlere büyük derecede ölçüler getirilmelidir. Ölçüsüz, manasız yapılan her şey bizlerin hatalar yapmasına sebep olmaktadır. Gireceğimiz yahut girdiğimiz yollarda geçirdiğimiz bütün zamanımızın önemine dikkat edelim. Karamsar olmak yerine umut yolunda yürümeyi tercih edelim, hiçbir zaman ölçümüzü kaybetmeyelim. Kalplerimizin canlılığına kavuşması için solmayan umut çiçekleri ekelim. Onların filizlenip yeşermesine engel olmak isteyen karamsarlığın bizi yolumuzdan çevirme gayretlerini boşa çıkaralım.Yapmış olduğumuz hatalardan ders çıkarmayı bilelim, aynı hatanın içine düşmeyelim.
Bizi acıların içine atmak isteyen karamsarlığa esir olmayalım. Bizleri büyük acıların içerisine atan karamsarlığın doğurduğu sonuçlar için ödenmesi mümkün olmayan bedeller altına girmeyelim. Karamsarlığın kapısından geçip uçsuz bucaksız boşluklara düşmeyelim.
Bir hata yaparak karamsarlığa düşmeyelim, kalplerimizi beyinlerimizi altında ezdirmeyelim.