Sen kendini toplayıp gittin. Arkana bakmadan sessizce izledim seni.. Benim matematiğim kötüydü, sen gidince pek bir şey toplayamadım. Havalar soğudu sonra, gitmeliyim buradan! Yağmurdan kaçmak için koştuğun caddeden, beri hatırlıyorum seni.. Yüzümü asıyorum, hafif hafif anımsıyorum. Yağmur kaçılacak bir şey değildi.. Sen gidince yağmur durdu. Sen yine yoktun. Yıllarca böyle geçip gitti.. O yüzden fazla duramadım ben o cadde de.. Vazgeçmiş gibi görünen, acımasız bir feleğin tanımıydı o cadde.. İnsan olgunlaşıyor, yağmur da olgunlaştı her yıl değiştik biz.. O cadde tecrübe sahasıymış bunu öğrendim. Bi nevi morfin gibi, kaldırımlara basarken titrerdi ayaklarım.. Zamanla görüp öğrendim, unutulmayacak kategorisi, cadde alanı.. Uzun süre geçmeyeceğim oradan..
“Fiyaska, sen unutulmazsın! Kaybolup gittiğin günden beri o caddeye hiç yağmur yağmadı..”
Melih Özyıldırım