Hayatınızda başınıza gelen ve gelecek her şeyin sebebinin kendiniz olduğunu söylesem beni "tuhaf" ilan eder misiniz?
Ben, bu riski göze alıyor ve sizi Çekim Yasası ile tanışmaya çağırıyorum.
İçimize dönüp hayatın manevi tarafıyla ilgilenmeye başladıkça, bu konulardan konuşanlar arasında sıkça duyduğumuz bazı kelimeler ve kelime grupları olduğunu fark ederiz: Enerji, negatif ve pozitif enerji, olumlu düşünce, iyiliği çağırmak gibi...
Bu düşünce kalıplarından biri de "hayatta nasıl düşünürsen onu hayatına çekeceğin" ya da "istemesini bil, olsun" şeklinde özetleyebileceğim evren yasasıdır. "Sağlık, haz, para, kariyer, sevgi, huzur, mutluluk, doyumlu ilişki..."
Her şey enerjidir
Tam bir kişiyi düşünürken o kişiden telefon aldığınız oldu mu?
Doğru zamanda doğru yerde oldunuz mu?
Hayatınızda tesadüflerin yeri çok mu?
Tekrar tekrar aynı hataları yapıyor musunuz?
Çekim Yasası istenileni de istenmeyeni de hayatımıza çeker. Bunu bilmeseniz bile şu kavramları bilirsiniz: Şans/şanssızlık, kader, tesadüf, karma, denk düşmek, yürekten istedim oldu, her şeyin rast gitmesi...
Bu yazı, bu kavramların ne anlama geldiğini ve Çekim Yasası'nı bilinçli olarak nasıl kullanacağınızı gösteriyor.
Çekim Yasası, enerji yasasıdır. Ve biz enerji kelimesini hayatımızda sık sık kullanırız; "Bu kişinin enerjisi iyi. Enerjimiz uydu"...
Kendimizi mutlu, heyecanlı, başarılı hissettiğimizde etrafa pozitif enerji yayarız. Oysa kendimizi üzgün, kızgın, yalnız, incinmiş hissettiğimizde etrafımıza da negatif enerji yayarız. Gözlerimizdeki ışık söner. Bu ruh hali uzun sürerse hayatımızda her şeyin ters gitmesinden yakınırız.
Hayatınızı değiştirmek elinizde
Dünyada henüz çok az sayıda insan, Çekim Yasası'nın gücüne uyanmış ve bu gücü bilinçli kullanmayı seçiyor. Bu insanlar kendi realitelerinde bir nevi cenneti yaratırken, biz onlara şaşkınlıkla bakıyoruz. Onlara "şanslı" diyoruz.
Spiritüel öğretilere burun kıvırıyor çoğumuz. Gerçek spiritüellik, evrenin yasalarını bilerek onlara uygun yaşamak ve hayatın realitesinin yaratıcısının kendin olduğunun idrakına varmaktır.
"Artık uyananların sayısı artıyor" . Hayatı gerçek anlamda doyumlu yaşayan, istediği her şeyi kolaylıkla elde ediyor görünen çok az sayıda "şanslı" insanla, "sorumluluklarını" yerine getirmek adına nefret ettikleri işte çalışan, istemedikleri hayatı yaşayan ve bir gün mutlu olmayı umut eden çoğunluk arasındaki fark nedir?
Fark, bu insanların amaçlarını ve ne istediklerini, neden amaçlarını gerçekleştirmek zorunda olduklarını bilmesinde ve hayallerini gerçek kılana kadar durmak bilmemelerinde yatıyor. Onların "sorumluluk" tanımı çoğunluktan farklı. Onlar özsorumluluğu ve şimdi de yaşamayı biliyor...
Çekim Yasası düşüncenin yaratıcı gücünün kullanımıyla ilgili. Bu yasa, dikkatinizi neye yöneltirseniz, onu kendinize çekeceğinizi ifade ediyor. Bilincimizde ve bilinçaltımızda ne tür düşünceler ve inançlar varsa bu inançlara uygun deneyimleri hayatımıza çekiyoruz.
Unutmayın...
Düşüncelerimizden sorumluyuz
Her şikayet evrene verilmiş bir emirdir
İnançlar bağlandığımız düşüncelerdir
Dünkü düşüncelerimizle bugünümüzü inşa ettik
Bilinçli afirmasyon (doğrulama) düşünce eğitimidir.