Çoğunlukla azalan ilgidir ilişkilerin kopma noktası. Yavaş yavaş kopar birşeyler.
Sağlam olmayan her duygu zamanla kopar.
"Bitti" dersin ama en fazla 2
saat dayanırsın yokluğuna. Bitiremezsin. Düğüm atarsın kopan şeylere. Ama attığın her düğüm çözülmez sorunlara dönüşür.
Çünkü; hiçbir şey olmamış gibi devam edemezsin. Seni seven insanın değiştiğini görmek canını acıtır. Sevgi ilgidir ve o ilgiyi daha az görmek de kafada beliren soru işaretidir. "Sıkılmam." diyen insan "Hep konuşacak mıyız?" der. Günde üç beş kelimedir oysa konuşulam.
Belkide azalmaz ilgi sen zamanla daha çok seversin, o yüzden daha fazla ilgi beklersin. Peki hangisi ruh halinin nedeni? Bu soruyla çıkmaza düşersin.
Aşk diyordum. Sevda diyordum. Gerçek bir sevgi istiyordum. Hayat
yolunda kaybettiğim yolumu arıyordum. Ve birgün yolum senin yolundan
geçti. Kendimi ansızın bir çıkmaz sokakta buldum. Sen elimi öyle sıkı tutmuştun ki "Bu adamla çıkmaz bir sokakta bir ömür geçer" diyordum. Bu diyordum benim hayatım
bu. Elini bırakıp başka bir eli nasıl tutabilirdim.?
Sadece ilgisizlik değil. Bazen de eski bir sevgilidir
tartışma sebebi.
Yani aşkın parazitleri.
Sanırım bu sorun herkeste var. Birçok ilişkinin bitme sebebi bazen eski sevgililer olur. Çünkü; bazıları nedendir bilinmez, eskilere 'hayatımda
yeni biri var.' demez. Yada söyler ama eski sevgili bunu kabul etmez. Yani sonuç olarak parazit ilişkiyi kemirir.
Sahi ya bazı insanların nede çok eski sevgilisi var. O kadar çok insanı eskitiyorlar ki yenileri de kirletiyorlar
zamanla. Bazı insanların gözü doymuyor aşka. Çabuk seviyor, çabuk unutuyorlar. "Amaaaan boşver san kız mı yok?" "Amaaaan boşver sana erkek mi yok?" diyenlerin gazıyla çalışıyorlar.
Ulan deyin ki "Evet. Kız yada erkek bulunur ama hayatımda tamamlayan biri varsa ne gerek var yarım kalmaya."
Ama yok, illaki eskide bırakcaklar hep. Hayır, bitirdikten sonra da rahatsız ediyorlar birde. Tam karşılarındaki insan yeni bir düzen kurmuş, mutlu. O zaman gelip hayatlarına limon sıkıyorlar. Gitme o zaman kardeşim. İlla ki kaybedince mi anlayacaksın.? Karşında çırpınırken aklın neredeydi?
Çünkü; sevilmiyorlar. Bu kez onlar çok ilgi bekliyor, bu kez onlar eski sevgililerle uğraşmak zorunda kalıyor, bu kez onlar sosyal medya hesaplarına karışıyor ama tıpkı sizin ona sitem ettiğiniz gibi o karşısındakine sitem ediyor ama sesi duyulmuyordur. Tıpkı onun kolayca sizden vazgeçtiği gibi ondan vazgeçiliyordur. Yani devran döner, herkes ektiğini biçer. Sevilmenin kıymeyini bilmeyen insanlar hesabı sevgisizlikle öder.
Kıskançlıktan şikayet ederler. Oysa kıskanmak sevgi belirtisidir aşırıya kaçmadığı sürece. Biri sizi kıskandığında "Hayatımı kısıtlıyorsun." denmez ona kıskanmaması için güven sunulur. Biri size karıştığında bu da sevgi belirtisidir. Sizi düşündüğünü gösterir. Sizi ilgisiyle boğduğunda her an sizi düşündüğünü ve seninle konuşmak istediğini gösterir.
Ona "Beni sıkıyorsun." denmez.
Ha çok mu abartıyor.
Tatlı bir dille "Aşkım çok sık konuşmayalım, birbirimizi özleyelim" denir.
Ki seven hep özler. Her dakika, her saniye, yanındayken bile özler.
Hissiyatı içten gelenler biraz abartarak sever.
Sevmek bana göre değil. Ben sevince fazla abartıyorum. Mesela hep aynı kalsın istiyorum bendeki gibi karşıdakinin de ilgisi. Hep üzerime titresin istiyorum. Sesini duymak için sabırsızlanıyorum. O sesi duymadan uyuyamıyorum. Heyecanla açıyorum telefonu. Her hareketten, her laftan derin anlamlar çıkarıyorum. Daha bir hassaslaşıyor kalbim, kolayca kırılıyorum. Güçlü olamıyorum ben sevince. Çünkü; bütün gücümü sevmeye harcıyorum. Onsuz yapamıyorum. İşin kötü yanı aynısını karşıdan da bekliyorum ama herkes eksik kalıyor bana. Ben tamamlanamıyorum, ben tam anlanamıyorum sevince. Sağ tarafım hükmedemiyor kolayca sol yanıma.
"Boğ ilgiye boğ" diyor, boğuyorum sonra anlayışsız oluyorum. "Sev, daha çok sev" diyor daha çok seviyorum sonra niye herşeyi takıyorsun diyor. "Boğ" diyor, sev diyor, "sevgiye boğ" ama faaliyette kaldıramıyor. Ben severken karşıdan birşey beklemiyorum sevgiden başka. Hassas olsun istiyorum karşımdaki, benim kadar hassas. Sevdiğim kadar sevilmek istiyorum. Ama kim sevilmiş ki? Can Yücel cevap ver. :)