Çocuklar...
Bahçemizde , sokakta , markette kısaca insanların ve hayatın olduğu her yerde görebileceğimiz çocuklar... Fertlerin bakışı nasıl bilmiyorum ama toplum olarak çocukları pekde anladığımız söylenemez. Dinlemiyoruz onları , seslerine kulak veremiyoruz. Hayatın günden güne artan hengamesinden , gerçeklerin üstünü örten gürültüsünden fıtratın , fıtratımızın sesini duyamaz olduk. Konu çocuklar değil miydi ?
Nerden çıktı şimdi bu fıtrat konusu ?
Evet konumuz çocuklar ve dünün çocukları olanlar. Bizler hayatı evre evre yaşıyoruz. Ve nedense geçirdiğimiz evrelere dönüp bakmamakla beraber , o evrelerden geçmekte olanlara yardımcı olmuyoruz.
İçinde bulunduğum betondan şehre , kötüye giden nesle , içi boşaltılan kavramlara ve gerçeklikten uzaklaşan hayata baktığım zaman en çok çocuklara üzülüyorum.
Bugün kötülükten uzak , masum benlikleri acaba zamanla ne kadar değişecek. Acaba tertemiz gökyüzü altında olanlar daha ne kadar iğrençleşecek.
Üzülüyorum...
Bahçede oynayan çoçuk sayısı her yaz biraz daha azalıyor.
Sebep ;
Evlere bağlatılan internet erişimi ,
Sebep ;
Karne hediyesi olarak alınan yeni tabletler , bilgisayarlar ve bilgisayar oyunları.
Sebep ;
Bozulan çağ , çığrından çıkan insanlık.
Bahçede oynamaktan eskisi kadar hoşlanmayan kardeşimle evin içinde oyunlar oynamaya çalışıyorum. Resim çizip , ağaç boyuyoruz beraber. Üzülüyorum ona , bir kaç sene sonra kaybedeceği çocukluğuna.
Çocuk fıtrattır..
Herhangi bir çocuğa baktığınızda özünüzü görürsünüz. Kaybettiğiniz masumiyetinizle , yitirdiğiniz sevginizle karşılaşırsınız.
İnsan büyüdükçe uzaklaşır doğruluktan , saflıktan , temizlikten.
Neden çocuktan al haberi derler ? Çünkü çocuk bilmez yalanı.. Akledemez , düşünemez gerçekten gayrı bir şey söylemeyi. İnsan fıtraten böyledir işte. Çocuğu yetişkini farketmez.
Geçenlerde parkta oturduğumuz sırada yüzü kararmış , üstü başı kir içinde iki kız çocuğu yaklaştı yanımıza. Akşam ezanı yeni okuyor. Herkes iftar telâşında. Babam seslendi onlara. Sofrada olanlardan verdi. Al kızım dedi..
Aklımdan geçeni yapmıştı. Bunlar olurken az ötede ip atlayan , annesinin yaptığı iftar yemeğinden şikayetçi olanlar vardı. Bir de dilenen çocuklar , iftar vakti başkasının vereceği birkaç şeye muhtaç olanlar...
İnsanda böyle. Fıtratımız gereği aldığımız nefese , bir lokma ekmeğe muhtacız. Gökten su inmese yapacak hiçbir şeyimiz yok mesela. Yer bitirmese elimizden bir şey gelmez... Bunları unutarak yaşadığımız hayattan , bize verilen imkanlardan şikayetçi oluyoruz. Bir kısmımız da hayatın oyun ve eğlencesiyle yaşayıp gidiyor... Efendimiz (S.a.v) ;
"Her çocuk islam fıtratı üzerine doğar , ailesi sonrasında onu ya hıristiyan ya mecusi ya da müslüman olarak yetiştirir " buyuruyor.
Bugün islam fıtratı üzerine doğan insanlığımız müslüman olmakla beraber hıristiyan ahlâkıyla yetişiyor. Bedeni dövmeli , sigara , alkol ve madde bağımlısı gençlere baktığınızda fıtrattan uzaklaşılan mesafeyi görebilirsiniz. Ve yürüdüğünüz yola , bindiğiniz toplu taşıma araçlarına , üniversiteliymiş gibi davranan ortaokul ve liselilere baktığınızda (Üniversitelerden bahsetmiyorum) değişen , hıristiyanlaşan , ahlakı deforme edilmiş bu gençlerle , yetişkinlerle karşılaşabilirsiniz.
Hayır konunun dışına çıkmadım. Şu bozulan gençlik dünün parkta çamurla oynayan küçük çocuğuydu. Bugünün sigara içip alkol kullananı , dün yaramazlığı yüzünden camiden kovulan haylaz çocuktu.
Üzülüyor ve düşünüyorum.
Bugünün bilgisayar başında , park ve bahçelerden uzak büyüyen çocuklar acaba nasıl olacak yarınlarda.Endişeleniyorum. Fıtrattan fersah fersah uzaklaşan bu insanlar ve onların nesli acaba daha ne hâle getirecek dünyayı...
》Bu yazının bir kısmını otobüs durağında bir kısmını otobüste yazdım. Şahit olduğum bir şeyi paylaşmak istiyorum ;
Dört yaşlarında bir çocuk babasından inince ona kola almasını istedi. Babası da , kola almam ama meyvesuyu istersen alırım. Çünkü kola iyi bir şey değil dedi.
Babanın tutumuna sevinsemde çocuğun haline çok üzüldüm. Bugünün çocuklarının en zararsız isteklerinden biri de litre başına on mg. alkol bulunan kola.
Umarım bugünün çocukları da , dünün çocukları olan havâi genç nesil gibi olmaz.