Çocukken ben de bizle ilgilendiği için köyden bir ablanın kolundan tutup “Baba bu bizim annemiz olsa ya” demiştim. Babam güç bela beni ikna edip eve gelince de bizim niye annemiz yok diye küsmüştüm babama. O zamanlar anneyi pazardan alınan bir şey sanıyormuşum. Tıpkı istediği oyuncak alınmayınca küsen çocuklar gibi. Sonra babam bir gün aldı geldi bir anne. Oysa hikaye böyle bitmiyormuş. Sonradan olunan her şey biraz eksik biraz yarım kalıyormuş. Kimse kimsenin eksik parçası olamıyormuş, bazı boşluklar dolmuyormuş ... ( Bazı sahneler ömrüne öyle bir çivileniyor ki, gözünün önünden hiç gitmiyor...)