Çocuktum.
Bir o kadar da nazlı.
Severdim her şeyi ince ayrıntısına kadar.
Ne mi çıkardı?
Meselâ çiçekti ömrüm,
Güzel kokular saçan.
Belli mevsimde ayrı ayrı renkleri olan,
Gece gündüz açan,
Tomurcukları her tarafta dolaşan,
İnce bir çizgiydi.
Bütün çocuklar mutlu olsun diye,
Papatyalar açan ben...
Her koşulda oyunlar bulan,
Ve şarkılar mırıldanan ben...
Bilirsin ya, çiçekler şarkıları çok severler.
İşte onun için çocuktur çiçekler.
Çiçeklerin içinde sevgi vardır, umut vardır.
En güzeli de saflık vardır, uzak diyarlara götüren...
Herkese ulaştıran ve dilden dile destân olan,
Müzikti çocukluğum...
En korktuğum şeydi,
Dalından kopan yaprak olmak.
Bir çiçeğin üstündeyken ne güzledi sevilmek...
Her mevsimde ayrı ayrı anılmak...
Hayaller kurduran renk olmaktı bahtım.
Geceler dâhi olsa anılmaktı...
Her çizgimde farklı düşler kurduran ben.
Her şey orada başlarken,
Yerdeyken devâm edemez miydi?
Ya bir kitap ayracı,
Ya da gönüllerden kopan kuru bir yaprak olamaz mıydım?
Ya başka güzel benim yerimi aldıysa?
Kim açardı o sayfalarımın aralarını bir daha?
Bir ses fısıldadı en içteki dilekten.
" Bir vavdı gönlüme oturan.
Ve ibâdetlerimdi elif gibi olan.
Her ânı yaşamaktı ölüm.
İliklerime kadar hissettiğim gerçekti
aslında.
Yaşantım, hayallerim bir doğruya
ulaşmaktı esâsında.
Ne yapmalıydı sana yüz çevirmiş dünyaya?
Rabb' ine sığınmaktan başka... "