Yıllar boyu hayalinde yaşatıp aradığı ve sonunda bulduğu o güzel kızla ilk defa bu gün yalnız kalmış, duygularını açabilmişti. Bir kır çiçeği gibi gönlünde açan sevdiğinin ilk defa elini tutmuş ona sevdiğini söyleyebilmişti. Sevgisinin karşılıksız olmadığını da görmüştü üstelik. Öylesine mutluydu ki, kuş olup uçmak geliyordu içinden. Sevdayı yaşamaya başlayan yüreği kıpır kıpırdı ve sanki yerinden çıkıp kırlarda koşmak dolaşmak istiyordu. Sevdiğini az önce evine kadar bırakmıştı. Elini tutmuş, elinin sıcaklığını hissetmişti. Bu inanılmaz , dayanılmaz bir mutluluktu onun için.
Kolunu arabanın camından yasladı. Bir sevda türküsü de tutturdu.Mutluluğu doyasıya yaşamak istiyordu. Varlıklı bir ailenin çocuğuydu, bu güne kadar her istediği olmuştu. Sevdadan başka hiçbir eksikliğini hissetmemişti şimdiye kadar. Onu da bulmuştu. Askerliğini de bitirmişti üstelik. Artık evlenebilirdi.
Evlenmek düşüncesi aklına geldiğinde duraladı önce. Evlenmek sevdiği biriyle bir ömür birlikte olmak ne güzel şeydi. İyi ve kötü günleri paylaşabilmek ve doyasıya yaşayabilmek mutluluğu? Bir anda hastalığı kabus gibi çöktü mutluluk hayallerinin üzerine. Yıllardır deva aradığı derdi mutluluğunu da karartıverdi birden. Çünkü o siroz hastasıydı. Hem de bir hayli ileri safhada. Yani çok uzun yaşayamayabilirdi.
Çok uzun yaşayamamak ve evlenmek, hiçbir şeye aldırmadan sevdiğiyle kısacık da olsa mutluluk yaşayabilmek. Peki ya sonra? Ben öldükten sonra diye düşündü, geride gencecik bir dul, boynu bükük bir yetim bırakmak. Bütün hayalleri, mutluluğu altüst olmuştu. Az önce yaşadıkları, sevdiğine açılabilmesi, ellerinin sıcaklığını duyması her şey, her şey alt üst olmuştu? Hayatı öylesine kararmıştı ki, önünü bile görmez olmuştu artık. Ayağı gaz pedalında aklı çelişkilerin karmaşık yumağında görmeyen gözleri ise yoldaydı. Bir çözüm diye düşünüyordu, bir çözüm...
Bir insanın hayatı boyunca hem doyasıya yaşamak, hem de hiç düşünmemek istediği karmaşık duygular yumağının içerisinde boğuşup duruyordu artık. Bir anda her şey olup bitiverdi. Karşıdan gelen kamyonu gördüğünde artık çok geç olmuştu. Son iki saniyelik sürede kır çiçeğini düşünülebildi ancak, az önce tuttuğu elin sıcaklığını hissedebildi. Bunun da bir çözüm olabileceğini düşünerek gülümsedi son nefesini verirken.