Bana gönderdiğin şiiri kaçıncı kez dinledim bilmiyorum. Kaçıncı kez acısında seni aradım,kaçıncı kez bulamadım ve kaçıncı kez seni çıldırttım. Ömrünün yüzde doksanını benim realiteme delirmekle geçirsen de,seni o acılarda bulmayacağım. Michell Knight'ın iradesine hayran kalıp,Nursen Yıldırım'ın acılarında kendini aramanı kabul etmeyeceğim. Hani bana,sen benim Portuga'msın diyorsun ya,heh işte Portuga'nın görevi düşen arkadaşını yerden kaldırmak,yaralarını sarmak. Ve ikimiz de biliyoruz ki,yaralara yakılan toplu ağıtlar,onları sadece daha da kanatır. Seni anlamadığımı iddia edemezsin,çünkü bu bana büyük haksızlık olur. Ancak anlamakla,hak vermek arasında dağlar kadar fark var. Herkesin kendi acısını kutsadığı bu evrende hangi acının daha gerçek olduğunu kim söyleyebilir ki. Öz dedesi tarafından tecavüze uğrayıp yine de hayata tutunmaya çalışan gencecik bir kızla,alanına saygı duyulmadığı için ortalığı birbirine katan ergenin acısı kıyaslanabilir mi. Oysa ikisi de eşit miktarda sızı hissediyor muhtemelen.
Hadi seninle bir oyun oynayalım. Adı da,acı yarıştırmak değil de,hayata tutunmak olsun. Ve kazanan tüm pembelere sahip olsun. Ve ben biliyorum ki,sen de tüm pembeleri alacak irade var. Sadece yaralarını unutmayı onlara ihanet sayıyorsun....
Senin karanlığının beni boğduğunu düşünme sakın. Eğer seni mutlu edecekse,günler ve gecelerce o karanlığa seninle birlikte hapsederim kendimi. Ancak bir gerçeği yine de gözden kaçırmamakta fayda var. Bireysel acılar,evrensel acıların katilidir. Kendi kabuğunda acılarını yaşamak isteyenler yüzünden tıkanmıyor mu bu evren. Acı ve mutluluk aynı oranda kendinizi kaybettirir diye yazıyor,son okuduğum kitapta. Kendi acıları,kendi mutlulukları hep daha değerli insanlar evrim önündeki en büyük engeller değil mi?
Istediğin kadar kızmakta özgürsün. Ancak benim Mullıns'ıma ihtiyacim var. O asi,kimseyi iplemez tavırlarına. Gelip dolabımı gizli gizli karıştıracak can yoldaşıma. Inan bana birlikte ağlamak kolay. Ancak,ağlayan diğer yarını güldürmek o kadar zor ki. Çünkü sen onu güldürmeye çalışırken,o,senin onu anlamadığını,sahte realitelerle durmadan karşısına dikildiğini düşünüyor. Ve inan bana,hiç bir şey,hiç bir acı diğer yarını ağlarken görmekten,daha da kötüsü senin yüzünden ağlarken görmekten daha zor değil... Benim Mullıns'ıma ihtiyacim var.