Din Senin Kişisel Eşyan Değildir!

Dinin yaratıcıyla kulun arasında oluşan birtakım manevi hisler olarak algılanması pratiğe dönüşümüne zarar vermiş,yalnız kelimeler üzerinde hayat sürmesine mahkum etmiştir.Birazda olsa pratiğe dökülmüş hali ise yarım yamalak olmuş ve bu da dine ayrı bir zarar vermiştir.İnsanların her biri dine karşı farklı tavırlar sergilemeye başlamış.Bu davranışları sergilerken kimseye eleştiri yapma hakkını vermemiştir.Dine karşı sergilenen her yanlış tutum bu Allahla benim aramda sözüyle maskelenmiş ve insanların birbirine ihtarda bulunması oldukça zorlaşmıştır.Kusura bakmayın ama bunların hepsi lafügüzaf, din kimsenin istediği şekilde kullanabileceği kişisel bir eşyası değildir.Nasıl ki bir kaç kişiyle ortak bi ev kiraladığımızda o ev herkese ait olduğu için ev mensuplarının tamamı ev hakkında söz sahibiyse bu dinde hepimizin sahip olduğu yegane inançtır.
Ve hepimiz dine yapılan her yanlışta söz hakkına sahibiz.Biri benim evime zarar verdiğinde onu korumaya çalışıyorsam,ve yine benim dinime zarar verdiğinde onu korumaya çalışmam en temel hakkımdır.Dine yapılan bu yanlış tutumlar karşısında insanların sessiz kalmasının temel sebebi senedi elinde olan evine sahip olduğunu hissettiği kadar yaşamını idame ettirmesi için inandığı dine sahip olduğunu ve onu koruması gerektiğini kavrayamamasındandır.Ha birde şu herkesin dini kendine sözü.İnsanlar hatalarını kamufle etmede bir bukelemun kadar başarılı olduğunududa söylemeden geçemeyeceğim.Minareyi çalan kılıfını uydurur hesabı.
Din muhabbetlerinden sıkılanların, dini bilmeyenlerin, dini bildiğini sananların, dini kurallara göre değil kendi kurallarına göre yaşamak isteyenlerin kullandığı, yahudi mantığı ürünü bir cümle öbeğidir bu. 
İnsanlar uydurdukları şeyleri somut hale getirmeye çalışmak zorundadırlar,ve bunun içinde cımbızlama metedo harikulade bir yoldur.
Bu uydurdukları söz hakkında"kuran'da ayet var" diye savunanlar var. Evet, "lekum dinikum veliye din" şeklinde ayet var. Anlamı; (sizin dininiz size, benim dinim bana)şeklindedir. Fakat bu ayeti ortasından koparıp kendi fikrinize yama yapamazsınız. Önünü, arkasını okumadan, sadece ilk başta görünen anlamıyla yetinmek, akıl tutulmasıdır, cahilliktir. Bu ayet, müslümanlığa davet edilen diğer dinden insanlara hitap olarak söylenmiş bir sözdür. Yani bu şu demektir: adam ateistse, müslümanlığı tebliğ etmek bir müslümanın görevi. Tebliğ de zorla olmaz. güzelce anlatırsın. Eğer kabul etmezse "senin dinin sana, benim dinim bana" dersin; olay biter veya senin dinine hakaret eder, dinini güzel bir şekilde tebliğ edersin, hala hakaret etmeye devam ederse, yine aynı cümleyi kurarsın. Budur yani. Bu cümle, dinini kurallarına göre değil kendi bildiği gibi yaşamak isteyenler için kullanılan bir cümle asla ve asla değildir!
Bu söz esasında bir müslümanın kafirin karşısında takınması gereken bir tavırken bir Müslüman bir müslümana karşı bu tavrı sergiliyor.Bir bina inşa etmeye çalışan mühendis düşünelim,ve birde o binayı yıkmaya çalışan bina yıkım işcisi.Işcinin mühendisin söylemlerine kulak asmayıp senin işin sana benim işim bana diyerek kendisinde binayı yıkma yetkisi bulabilmesi ne kadar komik ise dini kafasına göre kullanıp alaşağı edenler dinin inşası için mücadele edenlere senin dinin sana benim dinim bana demesi bu kadar komik bir olaydır.Yıkmaya çalışanla yapmaya çalışan arasında tarih boyunca süregelen bir savaş vardır.
Bir kimse Nur suresi 31.ayeti kerimeyi dikkate almadan kendince uydurduğu biraz nefsani biraz imani duygularla meydana gelen cafcaflı bir tesettürle ayeti kelimeyle alay edercesine haller sergileyecek ama kimse onu uyaramayacak öyle mi.Ya da beş vakit namazını kılacak ama bir kadın elini uzattığında onunla tokalaşmaktan geri durmayacak.Kabeye gidecek kaç kere tavaf edecek hıçkıra hıçkıra göz yaşı dökecek ama ev kirası sıkışıncada kıredi çekmeye başvuracak.Belki cumaya gidecek ama sonra arkadaşlarıyla içki masalarında oturacak Allahın haram kıldığı içkiyi içecek.Kuran okuduğu gözlerle harama bakacak ve daha nicesi.Bu bahsettim kimseler bilmediğimiz tanımadığımız kimseler değil herkesin çevresinde mutlaka birinden birine şahit olduğu müslümanlar!
Dini kendi tekellerindeymiş gibi kullananlar.
Biz bu çarkı dönderirken kimsenin çomak sokmasına izin veremeyiz.Biz küçük bir kibrit parçasından dünyayı aydınlatacağı günü düşünürken sizin meşaleleri söndürmenize,biz toprak çorakta olsa boy boy çiçeklerin filizlendiği günü hayal ederken sizin suyu elimine etmenize,biz islamın gür sedasını kulaklarda işitmek isterken sizin fısıltılarla yetinmek istemenize,biz islamın temiz havasında soluklanmak isterken ciğerlerimize bu pis havayı dayatmak istemenize sessiz kalamayız.Evet tamda bunu istiyorsunuz bizden.Bu sözü söyleyip kenara çekilirken durumun bu kadar vahim olduğunu göz önünde bulundurmamıştınız değil mi? Oysa herkesin dini kendine diyerek tamda bunları istemiş oluyorsunuz!Biz eğri büyrü bir doğrunun içinde debelenmek istemiyoruz.Ya sahip olduğumuz dinin uhdelerini tam manasıyla yerine getiririz ya da en azından binlerce yanlışın arasından bir doğruyu ayyuka çıkararak alnımız ak başımız dik gezemeyiz.Evet Mahcubiyet!bir yerlerden çağrışım yaptı mı bu kelime biraz zorlayın lütfen,bunu kullanmayalı okadar uzun zaman olmuş ki belleğiniz hatırlamakta zorluk çekiyor olabilir.En azından kendinizi kandırdığınız bu yalan yanlış sözlerle değilde bir parça mahcubiyetle örtbaz edin hatalarınızı.
Allahu teala üç türlü varlık yararmıştır 1:Nesfide iradeside olmayan melekler 2:Nefsi olup iradesi olmayan hayvanlar 3:Hem iradesi hem nefsi olan insanlar ve cinler.Bizi yoktan var eden Allah bizi bir meşakkat içerisinde yaratmıştır.Nefis ve irademizle sürekli bir kavga içerisinde olup irademizi kullanabilmemizi istemiştir. Elbetteki bazen nefsimiz galip çıkacak ve hatalar yapacağız.Ancak bu hatalar hayatımıza iyice yerleştikten sonra doğruyu elimine etmek ve yanlışlarımızı telkin etme çabasına girersek hata üzerine hata etmiş oluruz.
Ve birde yaptığımız yanlışlar hafif görmek bir yana başkalarınıda teşvik edersek hata üzerine hata üzerine hata olur.Bugün youtubede tesettürlerin daha doğrusu başı kapalı insanların ben bunlara başı kapalı demeyi daha yerinde buluyorum şayet başı dışında heryerleri neredeyse açık mesabesinde olan bu kişilerin topuz yapma ve makyaj videolarını görünce kanım donuyor.Biraz önce mahcubiyet demiştim değil mi?İşte mahcubiyetin enkazını bu olayla net bir şekilde görüyoruz.Videoyu yayımlayan kişi bende biliyorum bir şeyleri eksik yaptığı mı ama nefsime uyuyorum herkes ne kadar doğru yapıyorda benim yanlışı mı yargılayabiliyor.Kimse beni yargılayamaz sonuçta bu." Allahla benim aramda" sözlerini yorumlarda dile getiriyor.Hayır bu kadar kolay değil!Gerçekten bu kadar basit mi?Bir çırpıda söylediğin bu sözle belkide binlerce insanın izlediği bu videonun verdiği zararın altından kalkabilir misin?Günahların bu kadar aşikane yapılması yine herkesin dini kendine sözünün mahsülüdür.Eskiden ramazan ayında oruç tutmayanlar kıyıda köşede yemek yerdi.Bugün dışarı çıktığımızda gözümüzün içine sokar gibi yemeklerin yenmesi neredeyse ramazan ayında olduğumuzu unutturuyor bize.
Kıymetli dostlar!Sesinizi yükseltin sesiniz küfrün sesini bir fısıldama mesabesine getirinceye kadar.Kıymetli dostlar!harekete geçin hareketiniz küfrün hareketini geride bırakıncaya kadar.Kıymetli dostlar!meşale tutun ışığınız karanlığın gözünü kamaştırıncaya kadar.Kıymetli dostlar!Birlik olun küfrü bölük bölük ayırıncaya kadar.Ya da ne için uğraşıyoruz ki sonuçta herkesin dini kendine......