Görüyorum, belki anlatması zor,
Söylemesi imkânsız, biliyorum
Geceden geçen
Dipsiz tünelin içinde sanki tutsaklığım
Özgürlüğüm yenik, umutlarım kırık,
Hayallerim donuk, dualarla beslediğim
Dağların enkazında yüreğim
Düğüm düğüm dolandığım
Çaresizliklerimin dirhem dirhem
Kırıklarından sızıyorum bir bilinmeze.
Oysa doğmalıydım yeniden, çıkmalıydım içimden
Çıkamıyorum içimden
Kanırta kanırta hırpaladığım ruhumda,
Hoyrat fırtınaların fısıltıları korkutuyor beni
Gizinde sarmaşık olup perdelerime dolanmış
Bir sahipsizliğin yarattığı ürkeklikle
Üşüyen ufkumda, sızısını cellatların bile
Ön göremediği kadar misafirperverce.
Ağırlayan bezmişliğimde, kimsesiz bir anahtar kadar
Yarınıma yabancı
Yaratılmışlığımın vahameti içindeyim
Ürkek göz kapaklarımın kıstırdığı
Ela ateşin boğulmuş kuytularında,
Aç kuyularına gömülme endişesi büyütüyor
Üşüyen uçlarım bana uzak, çıkamıyorum içimden.
Dağılmış, viran şehrimin
Issız sokaklarında kalmış sahipsizliğim
El değmemiş, ayak basılmamış
Tenha köşelerimde bile bir gün
Bulunma ihtimaline layık görülmemiş
Acziyetimin vahdetinde, sana birikiyorum
Eksik kalan şeyler var
Yarım, tamamlanmamış, aciz, yoksun ve de sensiz..
Kapıları kapalı yalnızlığımın
Açamadım daha bitiremedim hasretimi
Söyleyemedim derdimi
Süreksiz duraklamaların dizlerine dolanmış ağrılarım
Acıya kenetli sen ağrısında umuda yabancı
İşkence çaresizliği bu ben yoksunu benliğimde
Sevgili, seninle taşıyorum oysa biliyorum
Doğmalıyım yeniden, çıkmalıyım içimden...