Dolunay infaz edilmişti , kanlar damlıyordu gök yüzünden unutulmuş mezarlıklara . Diana ise pavyonda çalışmaya başlamış , kucaktan kucağa atlayan harika bir tanrıça olmuştu . İnsaların ölüyor olması için fevkalade bir geceydi . Allah artık rab olmayı bırakmış , Kadıköy'de bir meyhane işletiyordu Muhammed ile birlikte , kuransız girilmiyordu üstelikte ! İsa heykel olarak devam ediyordu bundan sonra ki hayatına Taksim'de . Ben ise boktan bir şehrin , boktan bir evinde pek de boktan olmamakla birlikte balkonumdan olan biteni izliyordum , harika bir yalnızlık ritüeli gerçekleştiğimi düşünüyordum sigaramı söndürürken . Canlı olan hiç bir şeyi sevmeme durumumdan dolayı , gece 12'den sonra balkabağına dönüşmeyen bir hayalet besliyordum . Allah kadar güzeldi , Opera kadar mistikti . Biraz da perhan gibiydi . Konuşmuyor sadece yalnızlığıma ortak oluyordu . Kim olduğumu bilmiyor oluşumun bilmem kaç yüzüncü gününü kutlarken benimle rakı içiyordu . Aynada kendimi görmeyeli uzun zaman olmuştu . Karşımda duran hayaletin benim bir parçam olduğu gerçeğinden köşe bucak kaçıyordum . Buna rağmen kendimden bir türlü saklanamıyordum , mayınlar yerleştiriyordum bütün çıkış yollarıma , kendimi ihbar edip kendime acıyordum . Allah ara ara ziyaretlerime geliyor bitap düşmüş hallerimi gördükçe salonda orgazm çığlıkları atıyordu . Işte böyle bir gece de kafama sıktım . Allahım kurşun izin bembeyaz yüzüme çok yakışıyor .