"Ben" olmak ; ve bütün sevdiklerinle birlikte "biz" olmak zor bu hayatta.İkisi aynı anda olabilir mi yoksa bazı şeyleri yitirmen şart mı ? demiştim 'Dünyanın Düzeniyle İnatlaşmak' yazımda.Çevrende güzel insanlar olunca güzel şeylere rastlıyorsun.Ama o insanlar senin için zıtlaştığında da senin sesinmiş kısıklaşan.Olumsuza giden bir yol yok benim için, yolum yine kendi ayaklarımın üzerinde durmaya odaklı Allah izin verdiğince o istiyor ve izin veriyorsa eğer.
Benim yolum ve benim seçimlerim benim sözünü önemsediklerime de dayanıyor elbette.Herkes değerli olanı görür gözü gibi bakar benimser.Bunu aynen böyle söylemiştim insan değer verdiğini benimser ve o kişiyi olduğu gibi kabul eder diye.Ve herkes birbiri için değerli olanıda böyle görmeli.Ben de , sen de , siz de kimse dört dörtlük değildir hayatta.Herkesin bir tarafı mutlak şartta oluyormuş evet.En kötü karar da kararsızlıktan iyiymiş.Bazen ben değil , insan yaşamı çelişkiliymiş.Yaptım demekle yapmış olmadığın , gördüm demekle göremediğin , söyledim demekle eksik bıraktığın şeyler oluyor insan bir adım ötesini bilemiyor.
Ben yine de bana göre seçimler yapacağım.İnsan kendisi olmaya cesaret etmeli.Biliyorum ki insan tek başına kaldığında bir şeyin anlamı kalmaz ya da insan başkalarına göre yaşadığında yaşamış olmaz.
Beni ben yapan şeyler uç noktalardır benim için ve kimsenin etkisi yoktur orda.Fakat ben ufak mutluluklara sebep olabilmiş bir insan olarak bir şeylere saygı ve sevgiyi yitirmemiş şekilde hafif adımlarla geçip gitmek istiyorum bu dünyadan.'İnsan yaşamı hüzünlüdür.' diye bir yazı okumuştum.Bu yüzden ben insana değer veriyorum.İnsan olmak ve kalmaktan başka çok çok büyük dertlerim amaçlarım yok.Çabayla bir şekilde olacağına varır her şey.
Öyle kendime göre bir insanım. 'Ben buyum' , çıldırmadığım sürece.
Bu benim dünyanın düzenine ikinci seslenişim; ''insanın iç dünyasına tarafsız yaklaşılmalı.'' ve oradan tanımalı insanı.