Ehl-i sünnet gemisine muhabbet kapısından girilir
Sohbet-i salihin;
Uçaklarda olsun, gemilerde olsun, nasıl pusulasız bir yere gidilemezse, insanoğlu da kalp pusulası nereyi gösterirse, oraya gider. Yanlış istikamet verilirse, neticesi yanlış olur. Düzgün rota verilirse, eninde sonunda düzgün olan yere iner. Bütün mesele, bineceğimiz gemi ve uyacağımız kaptan önemlidir. Allah rahmet eylesin, bir gün Necip Fazıl Kısakürek, Efendi hazretlerine; (seyyid Abdülhakim Arvasi kuddise sirruh) Efendim, sizin vefatınızdan sonra benim halim ne olur? Ben tekrar eski halime dönerim. Buna bir çare var mı, diye sormuş. Efendi hazretleri de buyurmuşlar ki; Sen gemidesin, bu Ehl-i sünnet gemisi. Eğer ileride gemiden atılacaksan, seni baştan gemiye almazlardı. Biz de Efendi hazretlerinin bütün ilimleri öğrettiği en sevdiği talebesi Hocamızın gemisine bindik. Allahın izniyle Onların gittiği yere hep beraber gideriz. Efendi hazretleri Hocamıza öyle buyurmuşlar; Gemi sahile çıkarsa, yalnız kaptanı değil, gemide kim varsa kurtulur.
NOT;
Ulûmu zahiriyyeye alim, ulûmu batıniyyeye arif olan Ehl-i sünnet alimi bir mürşidin gemisi Ehl-i sünnet gemisidir.
Seyyid Abdülhakim efendi buyuruyor ki: İslamın 20 ana ve kolları 80 ilim ile yeterince tıp ve fen ilimlerini okuyup islam alimi olmadan şeyhlik yapana ''kâtı-ı tarîk-i ilahi'' yani, Allaha giden yolu kesici denir. Hem kendini, hem kendine uyanı yakar.