Bizler belki de tabiatı görebilen son nesilleriz. Herşeyi yaptık bu güne kadar. Her şeyi yaptık insanlığa.Zulüm namına ne varsa... Yaktık, yıktık, öldürdük, kırdık... Keşke bu kadarıyla kalsaydı vahşetimiz.İnsanoğlu ne istedi ki tabiattan?Bizler öyle yaratıklarız ki en vahşi hayvanlar dahi korkar oldu bizden.Şimdi her şeyi tek tek kaybediyoruz.Kokalıdığımız çiçekleri,dinlediğimiz kuşları,yeşili, maviyi, merhameti,geleceğimizi, hatta toprağa bastığımız çocukluğumuzu.Beton yığınları arasında kafasını telefon denen kutucuklardan kaldırmayan varlıklara dönüştük.Şimdi burda uzun uzun anlatsam ve yalvarsam kimin umurunda olur.Keşke tekrar insan olabilsek, keşke tabiatla uyum içinde yaşamayı öğrenebilsek. Ama yok, Asla...Neden?Süpriz...Çünkü biz insanoğluyuz! Kızılderili lerin dediği gibi 'Son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğunda, son balık avlandığında beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak'
Gün gelir elbet taş toprak yeriz.
Susuz, nimetsiz yaşar gideriz.
Son ağaç ansızın kesilir de birgün
Heralde nefessiz yaşarım deriz.
Yakın dostlar yıkın her dem dünyayı.
Görmesin çocuklar güneşi, ayı.
Son kuş tüfekle tanışır da birgün
Kuş sesi olmadan gülerim deriz.
Cebimizde kibir koşarız vahşete.
Her türlü felaket başa gelse de.
Son yağmur çiçekten utanır da birgün.
Biz asla insan olamam deriz.
Asfatlar ezerken kara toprağı.
Dumanlar kaplar koca semayı.
Son bebek babasından iğrenir de birgün.
Neslim kurusun ben duramam deriz.
MUHAMMET BARAN ASLAN, 2018, BİRECİK