Sizi daha önce görmüştüm. Elma çekirdeğinin arasına saklamıştınız fotoğrafınızı.Ne kadarda enteresan bir kişilikmişsiniz. Hiç bu dünyada yaşamamış gibi bir tablo çizmiştiniz. Yani epey düşündürmüştünüz beni. Etrafta herkes boy boy fotoğraflar çekip hikayelerine koyarken siz bunca görünme çabasının olduğu bir dünyada endemik bir bitki gibiydiniz. Yani düşünüyorum da bir insan niçin elma çekirdeğinin arasına koyar ki fotoğrafını. Herkes görünme telaşıyla sarhoş olmuşken siz hiç aldırış etmemiş hiç kimsenin aklına gelmeyeceğiniz bir yere gizlemişsiniz kendinizi. Sanki kimse tarafından bulunmamak, bilinmemek gayretiyle elma çekirdeğine sindirmişsiniz varlığınızı. Hoş bilirsiniz o bilinmemezlik ateşi bazen beni de sarıyor fakat sizin kadar cesur davranamıyorum bu konuda. Sokakta çarşıda pazarda yok yok o kadar değil tabi ama düğünde dernekte ben de bol şipşak çekenler arasında yerimi alırım zamanla ama ellibeşbinbeşyüzaltmışaltıncı sırada olabilme ihtimalindeyim şimdilik.
Niye yalan söyleyeyim sizin bu tavrınız bana oldukça egzantrik geldi. Herkes farklılık iddiasında boy ölçüşüp aynılaşırken siz şahsınıza münhasır durmuşsunuz o elma çekirdeğinin bağrında. Bir nevi bulunmama isteğiyle fıtratınıza saygınızdan farkınızı ortaya koymuşsunuz Yaradana ve kendinize ihanet etmeyerek. Bir kahve borcum olsun size lütfen. Biraz konuşalım elma çekirdeğinden,kahvenin telvesinden gündeme girmeyen ama gündemde olan sizin gibi endemik güncelerden. Tebrik ediyorum ve biliyorum yine tatlı tatlı tebessümle, kısık gözlerle hiçliğin o nadidane sergisinde kendi yolunuzu çiziyorsunuz sözlerimi ciddiye almadan. Heyhat ne demeli bence hayli imrenilesi.Sizinkisi asil endemik bir ruh portresi.
Pınar Önalan