Bu kadar saf olmayı, ne yaparsanız yapın içinizde ufakta olsa bi sevgi kırıntısı sakladığınıza ,derinde bir yerde de olsa hâlâ bi parça iyilik olduğuna inanmak benim seçimim değildi. Ben böyle öğrendim.Bunun kötü bir şey olduğunu bilemedim. Kimse bana bu kötü, saf olursan seni çabuk kandırırlar demedi. Ee tabi yirmi sene önceki insanlarla, şimdiki insanlar bir değil ki. Ne bilsinler saf olmanın kötü olduğunu, bilemediler tabi. Eskiden mi güzeldi eskiler mi güzeldi bilmiyorum ama bir zamanlar herşey çok güzeldi. Önceden ağlama sebeplerim bile güzeldi. Ben düşünce ağlamazdım hiç. Elma şekeri bulamadım diye ağladığımı bilirim sonra babaannemin kıyamayıp bana elma şekeri yaptığını. Düşünüyorumda insan büyüdükçe üzüldüğü şeyler daha saçma oluyormuş.
Küçükken düştüğüm zamanlarda akmayan gözyaşlarm büyüyünce o zamanların acısını çıkarmış. Hep en kötüsünün benim başıma geldiğini düşündüm. Cahildim, toydum birazda kördüm sanırım. Benden kötü olanları göremedim. Şükretmeyi bilemedim. Şükürler olsun ki hâlâ kırılabilen bi kalbim var. Çok şükür ki başımı sokabileceğim bir evim ve sımsıkı sarılabileceğim bir ailem var. Çok şükür ki ne zaman sıkıntıya düşsem anlatabileceğim dostlarım var. Belki küçüklüğümdeki gibi elma şekeri tadında akmıyor gözyaşlarım ama olsun buda büyümenin getirdiği bi kural en nihayetinde. Bu hayatı ben seçmedim evet ama seçecek olsaydım da gene aynı şekilde olmak isterdim. Bu arada unutmadan keşke gözyaşlarımız hep elma şekeri tadında olsaydı ne güzel olurdu.