Titrek bir mum alevine dalıp gidiyorum.
Zaman benden çalıyor, ben zamandan çalıyorum.
Kafamdaki birikintiler, usulca eriyorum.
Gitme demek zor.
Kal demek faydasız.
Ben senden de gidiyorum.
Zaman yansın sahil kenarında.
Aklım dalsın, uçsuz deniz kuyusuna.
Taşlar yağsın bu bedene,
Ziyâna uğrattığım günlere.
Taş kesilirken bu yağmurlar,
Hangi dağın eteğinden sürünmeli,
Bu karlı ipten satırlar.
Bir kalem getir yüreğinden,
Mürekkebinden merhamet getir.
Çiğ çiğ akarken bu zînâ kuşağı,
Ben seni düşünüyorum zaman âşığı.
Biliyorum rengârenk bu nefsin dermânı.
Hatta faydası dokunmayan, bir inci kumu.
Parlayan denizin saati, sonu.
Ama ben seni düşünüyorum zaman âşığı.
Sığmayan dünyâda seni âhiretliğime saklıyorum.
Düşünmeden olmuyor be Havsa'm.
Akıyor yüreğime ne yapayım?
Durdurmak bedenime hasat.
Elemedim kalbime bir zamansız durak.
Akıp gidiyorum, dalıp gidiyorum.
Hangi zerrenden süzüleyim, bilemiyorum.
Uğratma yanan mumu figâna.
Gelirken bana ışıktan bir duman getir.
Deme hangi asır, hangi çağın saltanatı.
Bu devirde ne de karlı.
İnan savaşmak daha acı.
Sen benim hayâle yazdığım sevdâm!
Zaman durmaksız,
Yolcu kabul etmeyen bir amansız.
Ben gidiyorum yavaş yavaş,
Sonsuz durağa fermânım.
Şimdi yazıyorum,
Sonrasında derin uykudur murâdım...