En sahici duygular. En sarsıntılı çözülmeler. Ayrışmalar. Hep onunla benim aramda.
Nerede ne yapıyorsam yapayım. Dönüşünde içime eğilip sanki ona anlatıyorum.
Bazen ben onu ikna ediyorum. Genellikle o beni. Konuşurken ben haklıyım elime kalem aldığımda o. Yoldayken ben haklıyım. Duruyorken o. Bu yüzden susuyorum. Bu yüzden duruyorum. Ruhlarımız çoktan buluştu. Ruhlarımız çoktan sarıldı. Ruhlarımız çoktan sevişti. Ruhlarımız sadece bize adımlar atmayı bıraktı sanki. Dünya bir kere öptü beni. Ben yine ona bakıyordum. Sonra boğazımda bir yumru. Ve okşanmamış başımla beraberim. Sen, karnımızda yanan kibritler. Uzun sarılmalar.. Sadece bakışarak anlaşmalar. Tek bir gülüşle ateşkes. İçmeden gelen sarhoşluklar. Bazen kış hantallıkları bazen yaz şımarıklıkları. Sabahı olmayan geceler. Hiçbir şey yapmamanın bile tadı ve kokusu. Hayal kurdukça gözümden çıkan ışık. Sadece bizim yarattığımız dil ve sadece bizim güleceğimiz şakalar. Toy parmaklarımız alengirli gönül meselelerinde. Dizlerim karnımda yine. Bölük uykularımın birinde.
Düşmeden , kalkmadan , aldanmadan, yanılmadan, kirlenmeden ,incitmeden. Sakin adımlarla geçip gitmek istiyorum şu dünyadan. Doğru bir şarkıyla geçirilmiş bir kaç dakika için tüm kavgam. Ama çoktandır 'yürüyen bir kaçırmışlık duygusuyum' sadece. İnsan durur durur bir gün kendini rafa kaldırırmış. İnsanın kozası kalbiymiş meğer.