"EVLİLİK" Rüya mı? Yoksa Kâbus mu?
Bugün ki yazımda sizlere evlilik müessesinin bir bölümünden bahsedeceğim.
“Evlilik, her genç kızın rüyasıdır” cümlesiyle büyür kız çocukları. Ancak yüzde kaçı acaba gerçekten hayal ettiği gibi bir evlilik yaşar. Ne yazık ki bu oran çok çok azdır. Rüya gibi başlayıp kâbusa dönüşen ve sonunda hüsranla sonuçlanan evlilikler çoktur. Hele ki bu sürede bir de çocuk olduysa o çocukların vay haline.
O yüzden dönelim en başa. Yapılan hatalar nelerdir? Bizlere dayatılan illa yaşanması gereken evlilik için yaptığımız hatalar nelerdir? Birkaç madde ile sıralayalım.
Bir kere evliliği kurtarıcı bir kahraman olarak görmekten vazgeçmeliyiz. Evlenmek; erkek arkadaş edinip bir süre sonra sıkılıp ayrılma olayı değildir. Ben aşığım seviyorum diyerek evlilik yapan birçok arkadaşım var ve çoğu pişmanlık yaşamaktadır. Bu yüzden evlilik için önce emek verilmesi ve fedakarlık yapılması gereken bir müessesedir. İlişkilerde her yaşanılan olayı doğru tartıp ona göre şekillendirmek gerekir. Çünkü evlilikler ne yazık ki sadece çiftler arasında değil aileler arasında da gerçekleşmektedir. Bu bile evliliğin kâbusa dönüşmesi için başlıca bir sebeptir.
Diğer bir konu her genç kızın muhakkak evlenmesi gerektiği gerçeğidir. Çünkü ülkemizde bir kadının ilerleyen yaşlarında yalnız kalmaması illa bir erkeğin nikahında olması zorunluluğundan kaynaklanmaktadır. Toplum zorlaması ile kimbilir kaç evlilik ya zoraki devam etmekte yada boşanma oranlarını arttırmaktadır.
Sonuncu olarak yine bir kaçış olarak gördükleri kendi ailelerinden kurtulma isteğidir. Sanki evlilik onlar için sığınılacak bir liman olarak görülmesidir. O yüzden şu deyim tamda bu duruma uymaktadır.
“Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak.” Yani o sığındığı liman fırtınada öyle dalgalarla boğuşur ki bir bakmış ömrü hiç mutlu olmadan geçip gitmiş.
Daha o kadar çok maddelerimiz mevcut ki o yüzden bir sonra ki yazımda görüşmek dileğiyle şans sizinle olsun.
#evlilik #rüya #kabus #boşanma #ilişkiler #toplumbaskısı