EY ÜMMÜ'L - KADİŞA
(Beyrut' ta yaşanan hazin patlamada hayatını kaybedenlerin anısına...)
Ey Beyrut
Duy, dinle ve hatırla.
İkra demişti Allah, ikra!
Söyle, söyle nasıl yazılmalı
Ve nasıl okunmalı bu patlama...
İnsanların yüzlerinde bir fırtına...
Çiğ damlalarında bir matem...
Sevgilisini kaybeden şehrin
Kendini de kaybedişi
Yüz yıl bile sürmeden,
Dondurdu kemiklerimizi.
Ey Beyrut
Yakın tarihe şahitliğim
Kelimelerde takılı kaldı.
Kadim sokaklar
güneşin batış demlerini yudumlarken
Dünyanın en uzak yerinden
Bir el, aldı seni benden.
Ey Beyrut
Bu dosyalar, ay ışığında tutulan
Yumuşak noktaları değil
Atlas kumaşların.
En haşin ninisidir
Asrın ötesine yazılmış mektupların.
Beyazlar içinde bir kız
Bulanırsa gecenin baykuşvari lekelerine
Kuruma vakti gelmiş demektir
Hançer tutan pençelerin!
Ey Beyrut
Sana manasını çözemediğim
Masallar anlatıyorlar.
Lübnan vadileri kadar ıssız
Akdeniz kadar kederli...
Ama duydum ki;
Bir Dürzi, bir Şii ve bir Nusayri
Bileklerinde İsa'dan önceye yakışan prangalar,
Kulaklarına Vahhabi ezgileri fısıldıyorlar.
Kemikleri on dokuz yerinden
kırılması gereken adamlar
Altı köşelilerle oturup kalkıyorlar!
Ey Beyrut,
Ey Lübnan,
Ey kum tanelerinin öz kardeşi,
Ey ümmü'l - Kadişa
Haydi haykır asrın evlatlarına;
Seni kimler sevdi.
Kimler ezdi.
Kimler mahvetti...
#MBA