Bugün bir Eylül sabahı
Kuşlar cıvıl cıvıl, horoz ötüşlerde
Ağaçlarımın yaprakları kurumuş, yaralarım kuşun yere düşüşünü andırıyor ,
Bir Eylül sabahında kendimi bulmuştum
Acılarımı, düşüncelerim, sırtıma yük olup dururdu hep.
Acılarım kalbime vurdukça, ruhumdan bir yaprak eksiliyor,
Sanki kendimi bu sabahın derin acılarında yatan kelebeğin ömrüne bir gün kala kanatlarını çırpması na yankı yapmış .
Geçmişim acıların kat kat yarattığı bir gökyüzü,
Bense Eylülün Bir sabahına rast gelişim
Dilimden çıkan acıların vakti geçmişte,
Yapraklarla sarılı bir kağıda geçişini durduramıyorum,
Ben tutsamda, kağıda dokunup onu güzelleştirmek isteyişi beni deli ediyor.
Acılarım kağıda serilip yaprak olunca
tüm kelebekler yaprağa konup, bana umut olacak gibiydi sanırsın.
Acılarımın içimdeki kavga edişlerine,
Bazılarının gözyaşı olmak için can atışları,
Beni benden ediyor, yaralarıma papatya konulmuş gibi hissettim hep.
Şimdi Seslensem, tüm çiçeklerin acılarımı ziyaret etmek istemeleri vardı sırada.
Acılarıma dokunup birer birer güzelleştirip, heyecana batırıp, uçurmak isteyişleri beni ağlatıyor,
Ruhumu Papatya sokağında unutmuş gibiydim.
Acılarım Eylül Sabahına sığmadı dersin,
Ama ben tüm acıları bir papatya yaprağına sığdırdım.
Bana Denk gelen insanların seviyor, sevmiyor demelerinden anlamalıydın..