Günümüzde bazı insanlar kendisine güvenemeyebilir, kendisine güvenemediği için de etrafına tamamen başka bir profil, hareket ve davranış sergileyebilir. Biz ise bu insanların bir süre boyunca asla gerçek ruhlarını ve davranışlarını anlayamayız. Hele ki sosyal medyada, kendisine güveni olmayan veya tanınmak istemeyen insanlar, başkalarının fotoğraflarıyla hesaplar açıyor, başka isimler kullanıyor ve kendilerini öyle mutlu hissettiklerini sanıyorlar. Böyle bir hayatı yaşamak ne kadar doğru? Başka biriymiş, başka bir ruhmuş veya başka bir bedenmiş gibi davranmak sizi farklı kılmıyor, tam aksine sıradanlaştırıyor. Siz, kendinizi farklı ve sıra dışı görüyorsunuz ama başkalarının gözlerinde öyle değilsiniz. Bu konuyu bir hikaye ile anlatmak istiyorum.
Neşe, aynaya baktığında bir kelebeğin güzelliğini kendisinde göremeyen ve bu yüzden hayata küsen genç bir kızmış. Neşe'nin her girdiği ortamı aydınlatan bir güzelliği varmış ama gel gelelim, Neşe bunu hiçbir zaman fark edememiş. Bu yüzden kendisine karşı en ufak bir güven duygusu bile yokmuş. Hayatı boyunca hep çevresindeki insanların güzelliklerini, başarılarını ve başkaları tarafından sevilmelerini kıskanmış. Bir süre sonra arkadaş çevresine karşı hep farklı davranmaya başlamış. Arkadaşlarının gözünde Neşe, hep masum görünümlü bir kız olarak gözükmüş ama tam tersine kin ve kıskançlığın en yoğununu yaşayan bir kızmış. Masum görünüşü sayesinde 1 kişi dışında, hiçbir arkadaşı Neşe'nin kötü yönünü hiçbir zaman görememiş.
Neşe, sosyal medyada da fake takılıyormuş. Kendi fotoğraflarını ve kendi ismini değil de bir başkasının fotoğrafını ve ismini kullanıyormuş. Arkadaşı Sıla, bu durumu Neşe'ye dile getirdiğinde ise sanki çok güzel bir şeymiş gibi "Ben gizli takılmayı seviyorum." diyormuş. Bir düşünün, başka birinin ismini kullanmak size güzel bir şey gibi geliyor mu? Kendine güvenmeyip böyle işler yapan insanlar en çok da güvenden bahseden insanlardır. Neşe'nin arkadaşı Sıla, Neşe'ye o kadar çok değer veriyormuş ki diğer arkadaşları gibi bir süre boyunca Neşe'nin gerçek ruhunu görememiş. Taki ki... O güne kadar. Neşe'nin ne kadar kıskanç ve kin dolu bir insan olduğundan bahsetmiştik. Aynı şekilde en yakın arkadaşı ve Neşe'ye gerçekten değer veren Sıla'nın da güzelliğini, sosyal bir insan olmasını ve arkadaşları tarafından çok sevilmesini kıskanmaya başlamış. Bu sebeple kendi özelliklerini görmezden gelip Sıla'ya benzemeye çalışmış. Bunu fark eden Sıla'da, Neşe'nin gerçekte nasıl bir insan olduğunu görünce Neşe'den soğumuş ve arkadaşlığını tamamen bitirmiş.
Bu hikayede tam olarak anlatmak istediğim konu şu;
Tüm hayatımızı kendi kişisel özelliklerimizle yaşamak zorundayız ve bu hayatta ki en önemli şey ise kendimizi ne olursa olsun sevmemiz ve kendimize güvenmemiz. Tabi ki, her insanın bazı özelliklerini değiştirmesi gerekmiyor değil. Mesela, Neşe'nin değiştirmesi gereken özellikleri çok fazla ve değişim için ilk olarak kendisini ne olursa olsun sevmeye başlaması lazım. Kendi özellikleri ne olursa olsun başka biri gibi davranmaması lazım ve size saydığım bir çok özelliğini değiştirmesi gerekiyor. Başka birisi gibi davranarak tüm arkadaşlarını kandırıyor ve Neşe'ye gerçekten değer veren birisi varken bu davranışları yüzünden o kişiyi de kaybetti.
Siz siz olun, asla başka birisi gibi davranmaya çalışmayın. Gerçekten, kendiniz gibi davrandığınızda daha cool bir insan olursunuz. Gerçek ruhunuzla yaşadığınız zaman, size değer veren insanları kaybetmek zorunda kalmazsınız. Diyelim ki kaybettiniz, bu sizin suçunuz değil karşınızdaki insanın suçudur. O insan kandırılmayı seven insandır. Unutmayın, bu hayatta en önemli olan sizsiniz...