FARKINDA OLMADIĞINIZ RUHANİ HASTALIKLAR
Farkında olmadan bir hastalığın içinde olmuş olabilir misin? O zaman bu yazıdan sonra farkına varabileceksin. Seni iyi hissettiren hastalıklar olamaz mı? Fazlasıyla böyle hastalıklar mevcut. Bu iyi hissettirme olayı sahte. Kısacası kişinin kendisini avutması ve kandırması gibi bir durum olmaktadır. Liste liste bu hastalıkları ve nasıl bir etki içinde kişilerde nüksettiğini kendi gözlemlerimle ileteceğim. Ve eminim sen de benim kadar, herkes kadar hasta çıkacaksınız.
- ABARTMA HASTALIĞI - Bu durum ilk olarak sevdiklerinizi yerli yersiz yüceltmek ile başlar. Kişi bir süre sonra yersiz yücelttiği insanların altında ezildiğinde "insanlar nankör, iki değer veriyorsun hemen kendini bir şey sanıyor" gibi yakınmalara sevk eder. Bu hastalık iş hayatına da bulaşır. Verilen işler gözünüzde çok fazla ve çok usandırıcı görünmeye başlar. Oysa her zaman yaptığınız rutin işlerdir. Sevilme konusunda başarısız herkes bu hastalığa yakalanmıştır. Sevilmediği için üzerindeki duygusallık kişinin birilerini haddinden fazla sevme gereksinimini oluşturur. Kurtulmanın tek yolu, size verilenin aynısını karşı tarafa iade edebilmenizdir.
- GEÇMİŞ TAKINTISI - Bu en ama en yaygını olabilir. Kişi hayatında yeni sayfa açmak istediği halde bir türlü açamaz. Nedeni bu hastalıktır. Kişi yeni bir sayfa açtığını zannetse bile bu hastalık yüzünden eskileri yeni baştan yaşama eğilimine girmeye çalışır. Geçmişte biri tarafından aldatıldıysa, hayatına her girmek isteyen kişinin onu yine aldatacağını düşünür. Biri tarafından terk edildiyse, yeni gelen de onu terk edebilecek olduğundan ötürü yeni olan her şeye kendisini kapatır. Ardından her gün "yarın bambaşka olacağım" diye rutin kararlar alır ve asla uygulamaz. Bunun tek çözümü risk almaktır. Herkesin aynı olmadığını kendi kendimize hatırlatmaktır. Yeni şeyler insanın önünde gerçekleşir, geriye bakmayın çünkü daha önce zaten oradaydınız. Geçti ve bitti...
- GELECEK KAYGISI - İsmen en popüleri bu olabilir ama aklınıza ilk gelen olgudan bahsetmeyeceğim. Bu hastalık gelecekte kendisini nelerin beklediğini enteresan bir şekilde kesin olarak bildiğini iddia eden kişilerde görülür. Cümleleri hep şöyledir: " Bak bu kadın kesin şöyle yapmıştır, bak bu adam kesin çok can yakmıştır, bundan adam olmaz, bu sevmez, bu var ya kesin yalan söyler, bak buna asla güvenilmez, bak bir şey diyeyim mi bu çocuk bu işi yapamaz" Bilmediğimiz olgular hakkında bir takım bulgular aramakta ne çok ustayız. Bu kişilerin bu enteresan tahminleri ara sıra tutar bu kez de "ben demiştim" diye övünür de övünürler. Bu hastalığa yakalanan kişiler hayatın güzelliklerini ve hazlarını kesin ve kesin ıskalar. Kendi karanlık olumsuzluklarında sohbet edecek insanlar arar, bu enteresan tahminleriyle saflarına kişileri çekmeye çalışırlar.
Unutulmamalı ki düşünmek istediklerimizi de düşünmek gerekir. Ne kadar doğru ve bizden ne kadar götürür? Düşünceler içeriye davet ettiğiniz duygulardır. İnsan düşlediğini değil düşündüğünü yaşar. Bu nedenle hiçbir şey abartılacak kadar mühim değil, her şey geçmişe endeksli değil, hiçbir gelecek kesin bir şekilde görülür değildir. Hayat ne dündür, ne yarındır. Şu andır. Evet hayat şu andır.
Bu nedenle dünü düzeltmeye çalışarak, yarını da tahmin etmeye çabalayarak şu an bulunduğun anı heba etme... Neden mi? Şu anın, yarın olduğunda dünde kalacak.
SEVGİLER....