Gece bazen izharıdır içimizdekilerin.
İtinayla gömüp, işaret bırakmadan terkettiğim şeyleri hatırlatıyor.
Buruşturup attığım emeller beliriyor masamda,
Soru işaretlerinin yaraları açılıyor;
Soruların beni vurmasına izin veriyorum.
Sızı, havanın soğuğunu kırmaya yetmiyor.
"Gözyaşlarım donacak" diyorum;
Biliyorum, fazla abartıyorum!
İçimin soğuğuyla mevsimin birleşmesi hiç çekilmiyor.
"Bir parça ateş" lazım deyip, bir kibrit çakıyorum
Kibrit parmaklarımı ısıtıyor;
Sıcaklığın sonu acı! Atıyorum kibriti.
Kibritle birlikte ısınma isteğimi de atıyorum.
Kibritin sönmesiyle odadaki aydınlık kayboluyor
Şimdi soru işaretlerine karşı savunmasızım...
Arkadaş giriyor odaya; "Neden karanlıkta oturuyorsun, oda buz gibi olmuş" diyor.
Işığı ve elektrikli sobayı açıyor.
Çekip kurtarıyor beni soru işaretlerinin cenk meydanından.
Ellerim ısınıyor... Ellerim oldukça sıcak...
Yüreğim?
Yüreğimi bulamıyorum...
Ellerimdeki sıcaklığı alın, yüreğimi getirin bana!
Cevap veren yok.
Işık ve soba açık, nereden geliyor bu soğuk hava ve karanlık!