~Aynı günün sabahı Rüya
Hangi evde olduğunu bilemeden attı üstündeki örtüyü. Çift kişilik yatakta yalnızdı. Acaba birileri yanında yatmış mıydı?
Yoksa bu yatak da mı ona dar gelmişti? İçini korku kaplamıştı bir an. Susakaldı. Susadı.
Dün geceyi hatırlamaya çalıştı. Acaba Gökhan'a ihanet etmiş miydi?
Yataktan kalktı. Ayakkabıları yerdeydi. Giydi hemen. Odada büyük bir boy aynası vardı. Yüzüne baktı. Makyajı akmıştı. Dudaklarında rujdan eser kalmamıştı. Yastığa da baktı. Yer yer lekelenmişti. Acaba kendi adını da karalamış mıydı?
Odada bir kapı daha vardı. Banyo olmasını diledi. Açtı baktı. Gülümsedi. Hemen yüzünü yıkadı. Makyajdan arınan yüzü hemen göz altı morluklarını ortaya çıkarmıştı. Çantasını buldu ve yanında olan malzemelerle yüzüne gerekli ilgiyi gösterdi. Daha sonra odadan çıktı. Uzun koridorda yürüdü. Ne kimseler, ne sesler vardı. Yürümeye devam etti. Bilmediği bir evde, nereye varacağını bilmediği adımlar attı.
Kaç tane kapı geçmişti? Saymamıştı ki... En sonunda önüne iki basamak çıktı. İndi ve sağa döndü. Kocaman bir salonda, büyük bir koltuğa oturmuş karizmatik bir adam ona gülümsüyordu.
"Günaydın Rüya." dedi.
Rüya'da bu sıcak gülümsemeye karşılık verdi. Gülümseyerek o da "Günaydın." dedi.
"Ayakta kaldın, otursana."
Rüya bu adama güvenmeli miydi? Neden bu evdeydi? Kesin bünyesi fazla alkolü kaldıramamış ve buraya getirilmişti. Hatırlamaya çalıştı fakat aklındakiler hâlâ bulanıktı. Net bir şey hatırlamıyordu.
"Sana diyorum Rüya." dedi Hakan elini Rüya'ya doğru sallıyordu.
Hakan, bu kocaman gözlü kadından çok hoşlanmıştı.
Rüya, adamın oturduğu koltuğun en uç tarafına oturdu ve ona doğru dönüp, bacak bacak üstüne attı.
Hakan, Rüya'yı süzdü ve sordu.
"Kahvaltı yapalım mı? Acıkmadın mı?"
Rüya, kahvaltı lafını duyduktan sonra acıktığını hissetti.
"Olur ama dışarıda yapsak olur mu? Temiz hava almak istiyorum."
"Bahçeye hazırlatayım istersen?"
"Yok, yok sahilde bir kafeye gidelim."
Hakan, Rüya'nın elini tutup, koca pencerelerin önüne doğru götürdü. Duvardaki düğmeye bastı ve perde yukarı doğru çıkmaya başladı. Rüya, gözlerine inanamadı.
Ev, denizin ortasında bir gemi gibi hissettirdi birden. Sahille ev arası iki adım sayılırdı.
"İster yeşillik, ister sahil. Hangisini istersin güzellik?"
Rüya biraz çekinmişti. Bu adam kendisinden hoşlanmıştı, belliydi. Peki Rüya? Hoşlansa ne olacaktı ki? Adamın Karun gibi zengin olduğu her halinden belliydi. Rüya'ya çok fazlaydı. Gökhan'ın zenginliği, bu adamın yanında sönük kalırdı.
Zenginlik, kalp kazanmaya yarar mıydı?
"Hadi ama cevap bekliyorum senden."
"Şey... Ben aslında eve gitsem iyi olacak."
Adamın yüzü düşmüştü. Rüya da üzülmüştü bu durumuna.
"Bana güvenebilirsin."
Rüya, gitmek istiyordu. Buna emindi, bunu en iyi kalbi biliyordu. Hakan, güzel bir anı olarak kalmalıydı.
Ama gitmeden önce aklını kemiren o soruyu sormalıydı.
"Dün gece bir şey olmadı. Bu kadar çekinme artık."
"Nerden anladın bu soruyu soracağımı?"
"Şu koca gözlerini sürekli benden kaçırmandan."
Rüya gülümsemekle yetindi. Hakan, gülümsemesine hayran kalmıştı.
"Şimdi kahvaltı yapıyor muyuz?"
"Tamam, tamam." diye cevap verdi Rüya ve sürgülü kapıyı açıp, denizin kokusunu içine çekti. Tam kıyının ucunda duran masaya oturdular. Rüya oturduğu yerden heybetli malikaneye baktı. Eski Avrupa saraylarına benzeyen, yepyeni bir ev. İnsanın içi giderdi, onun da öyle oldu. Bu evde yaşamayı kim istemezdi ki?
Çok geçmeden beyaz gömlek ve siyah mini etek giymiş bir kız masayı hazırlamaya başladı. Rüya bu kızın podyumlara çıkması gerektiğini düşündü. Masa hazırlandığında Rüya, uzun zamandır böyle bir kahvaltı sofrası görmediğini hatırladı. Bir tek kuş sütü eksikti.
Kahvaltıları bittikten hemen sonra Rüya ayaklandı. Eve gitmeliydi. Duş almak istiyordu.
"Ben artık gideyim."
"Biraz daha kalsaydın."
"Üzgünüm."
Hakan bir şey diyemedi. Kendisi, kapıya kadar geçirdi onu ve arkasından bakakaldı.
Dolacak mıydı kalbindeki boşluk?
'Neyse, biraz zaman geçsin de...'
İçini çekerek kapıyı kapattı.
Rüya hızlı adımlarla, Hakan'ın çağırdığı taksiye doğru ilerledi. Kapısını açtı ve binmeden önce şöyle bir eve baktı. Taksiye bindi. İçini çekerek kapıyı kapattı.
Hangimiz günahsızdı?