Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Gecekondular Arasında Parlayan Kubbeler - Sözümoki
19 Haziran 2021, Cumartesi 00:33 · 455 Okunma

Gecekondular Arasında Parlayan Kubbeler



Bir gün şöyle bir kanıya vardım kendimce; gözlerimle şahit olmadığım hiçbir memleketin varlığından emin olamam. O günden beridir, biraz da kendimle dalga geçmek maksadıyla, ilk defa gittiğim şehirlerin, koyların, kalelerin tam ortasında durup "Burası da gerçekten varmış" diyorum.

Hayatımız o kadar sanallaştı ki insanlar kendilerini her şeyin bilgisine sahip Tanrı gibi görmeye başladılar bile. Her şehrin suyundan içmiş, en güzel yemeklerini yemiş gibi bir havamız var. Herkes savaş çocukları için üzülür mesela ama bir çoğumuz taş yığınları arasında bir yetimin göz yaşlarına hiç tanık olmadık. Bir çoğumuz fakir olan insanlar için de üzülürüz, bir kısmımız onlar için faaliyetler de düzenlemişlerdir. Bizler iyi insanlarız. Ama bir çoğumuz yine, o gün evine ekmek alamayan bir babanın utancını yüz çizgilerinde görmedik. Velhasılı suni bir yaşamımız var. İyilerimiz de kötülerimiz de suni. Kimse kendisine kötü dediğimi düşünmesin. Ama artık yırtmamız gereken 20 yıllık bir suni kültür var. Uzadıkça uzar bu, bir an önce gerçekle tanışmalıyız.

Bu haftaki ziyaretim İzmir'e idi. İzmir güzel memleket, hoş memleket diye duyuyorum, görüyorum. Sonu gelmeyen Instagram storylerinde İzmir çıkarsa karşıma gördüğüm şey güzel çimler, eğlenen insanlar, mükemmel manzaralardır.

Ben İzmir'i ilk defa gördüm. Durdum şöyle bir meydanının ortasında bir nefes aldım hissederek, burası da gerçekten varmış dedim. Güldüm, kendimle eğlendim. Sonra hiç plansız şehri dolaşmaya başladım. İlk girdiğim sokaklarda hiç türk yoktu. Herkes memleketinden göçmüş ve o mahalleye doluşmuş gibiydi. Bir an için seneler öncesine gitmiş gibi hissettim. İnternetim takılınca sitemim, "2021 yılındayız yapmayın Allah aşkına!" olur. Oraya girdiğimde tekrar geldi bu aklıma. 2021 yılındayız başka insanlar bu kadar rahat hayat sürerken hala bu insanların ekmek derdini çözememiş olması beni çok fazla duygulandırdı. 2021 yılındayız. Kim için bu kadar gelişen dünya? Hep birlikte çıkmalıydık güneşe doğru. Bazılarımız kalmış altlarda. Bazılarımız alta bile çıkamamış. Bazılarımız var güneşi içiyor her dakika. Adaletin tecelli şekli nasıldır diye düşünüyor insan. Kimler yaşıyor bu hayatı, kimler yaşamalıydı aslında?

İlerliyor ayaklarım belki de hiçbir gezginin yolu düşmediği sokaklara. Kadife Kale diye bir yere rastladım internette. Gezilmesi, görülmesi gereken bir yer. Tarihi bir kalıntı. Dar sokaklardan geçtim. Çok daha dar sokaklardan geçtim. Kapısı sokaklara dahi açılmayan evler gördüm. Derme çatma ev diye tabir edilen o evleri gördüm. Oysaki hiç tanık omamıştım böyle bir manzaraya. Benim memleketimde tüm evlerin kapısı sokağa çıkar. Burada öyle değil. Benim memleketimde herkes doğalgazla ısınır. Hatta çok olmamıştır, arkadaşımla zalim doğalgaz ücretlerini tartışmamızın üzerinden. Burada kapısı olmayan evler görüyorum. İnsanlar size pek de iyi bakmıyor. Korkuyorsun haliyle. Onları bu adaletsiz çukura düşüren sebeplere dolaylı yoldan destek olmuşsam en masumu yine de benimdir diye düşünüyorum. Elimde bilgisayar çantam var. Gösteriş gibi hissediyorum. Utanıyorum sokaklardan geçerken bilgisayar çantamdan. O sıra bir kapkaça uğrasam hak verir miyim bilmiyorum. Arkasından koşar mıyım onun, o yüzüne hayatın gülümsemediği kişinin, bilmiyorum.

Sokaklar arasında daracık davarların üzerinden geçerken, üzerinde temiz bir kıyafet olmayan insanları utançla selamlarken, bir camii ilişiyor gözüme. Dere kenarına inene kadar buldukları her köşeye bir ev, baraka yapmış insanların arasına kondurulmuş bu güzel mimari ne anlatıyor bana. Henüz parasını verip de almış olduğum markalı pantolona, çantamdaki pahalı bilgisayara söverken nereden çıktı bu camii.. Güzelliğiyle gün batımında göz alıyor. Orada oturan insanlar için nasıl gözüküyor bu camii, düşünüyorum. Komşusu açken tok yatmayı yasaklayan peygamberin dini mi yaşanıyor bu camiide? Muhacirlerle malının yarsını gözünü kırpmadan payalaşan ensârın öncülük ettiği din şimdi bu gecekondular arasında parlak kubbeleriyle insanların, o karnı aç cebi boş insaların, gözlerini alan bu camiide mi eda ediliyor?

Bizler taklit nesliyiz. Düşünmeyi yeniden üretmeyi pek sevmeyiz. Orayı yapanlar eminim ki bu acı manzarayı önceden görmüşlerdir. Ama düşündükleri şey "camii güzel olur" düşüncesiydi. Yeniden fikir üreten, taklitçi olmayan bir nesil olsaydı bizim yerimize, bu dalga geçen manzara hiç çıkmazdı yer yüzüne.

2 kişi beğendi ·
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Farkettiğin propaganda oldu mu? Kim tarafından ne propagandası?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.