Zaman,
bir rüzgâr gibi geçer.
Her anı,
bir yaprağın düşüşü gibi
hızla uzaklaşır.
Bazen,
dönüp bakmak istersin,
ama bakışın,
geri dönmeyi engeller.
Bütün her şey,
bize kalıcı gibi gelir,
ama bir an gelir,
her şey bir gölgeye dönüşür.
Yavaşça silinir,
bütün o renkler,
bütün o sesler.
Ve geriye,
sadece boşluk kalır,
bize geride bıraktığımız hatıralar.
Geçici olmak,
belki de hayatın sırrıdır.
Her şeyin bir sonu vardır,
ve her şey,
ne kadar değerli olursa olsun,
bir gün kaybolur.
Ama bu kayboluş,
bizi korkutmaz,
çünkü biliyoruz ki,
kaybolan her şey,
yeniden bir yerde var olur.
Geçici olana tutunmak,
sanki sonsuzluğa adım atmak gibi.
Ve belki de,
bu geçicilik,
bize hayatı gerçekten yaşama fırsatı sunar.
Çünkü hiçbir şey kalıcı değil,
ama işte bu yüzden,
her an değerli.