Bir pencere kenarında oturuyorum,
karşımdaki sokak tanıdık,
ama yıllar onu da değiştirmiş.
Eskiden ayak izlerim vardı burada,
şimdi sadece rüzgâr dolaşıyor.
Ne zaman büyüdüm?
Ne zaman çocukluğumu kaybettim?
Bir anıyı hatırlamaya çalışıyorum,
ama yüzler bulanık,
sesler artık uzak.
Geçmiş, bazen bir gölge gibi peşimde.
Ne kadar hızlı yürüsem de,
arkamdan sessizce geliyor.
Bazen bir fotoğrafta,
bazen bir kokuya sinmiş,
bazen de hiç beklemediğim bir şarkının içinde.
İnsan geçmişini ardında bırakabilir mi?
Yoksa hep cebinde mi taşır onu?
Kim bilir…
Ama ne olursa olsun,
bazı anılar hiç silinmez.
Ve belki de,
asıl mesele geçmişi unutmak değil,
onunla yaşamayı öğrenmektir.