Gel ağladığımda mendilim güldüğümde kahkaham ol
susadığımda suyum uyuduğumda rüyam
soluksuz kaldığımda nefesim
sustuğumda sesim ol.
Soluğunu rüzgar bakışını bahar eyle gel bakışı harelim
her sabah alnımdan öperek uyandır beni
Gel koy başını göğsümün üstüne gülümse
gülümse ki gülüşün derman olsun yaralarıma
üşümüş kirpiklerime can olsun
Gel ört sesini sesimin bitmeyen yalnızlığına bitsin bu bitmeyen hasret
Sen canımdan öte can damarımdaki kan
gözlerinde hüzün taşıyan adamın avuçlarında sakladığı hayat
sevmeye okşamaya kıyamadığım
yıllarca yüreğimde saklayıp kimselere anlatamadığımsın
Bilki uzak bir dağbaşı ıssızlığıyım sensiz yoksan ürpertilerde tiril tirildir yapraklarım seni özlemenin korkunç girdabında ve yönünü yitirmiş göçmen bir bulut olup her gece uçurumlara ağlarım
Dün yine gökyüzünün masmavi görkemi ve hayalini çizdiğim beyaz bulutlarının altında seni bekledim Uzaklarda gülümseyen gökkuşağının renkleri içinde aradım seni yoktun. Yokluğun bir canavarın dişlerinde yüreğimi kemirip durdu Yokluğun cehennemim oldu yokluğun zifir karanlığım yokluğun zindanım oldu
Belki bir köşeden çıkıp gelirsin diye bütün gün seni düşleyip gözlerim ufukta kucağım dolu sevgi ve baharlar yeşertip hayallerimde yüreğimde binbir umut ölesiye bir özlemle bekledim seni Gelmedin Seni ne kadar özlediğimi bilmiyorsun Bilsen dağları tepeleri aşar denizleri ovaları devirip çıkar gelirdin
İçim özleminle dolup taşıyor, özleminle tutuşuyor gönül bahçemin çiçekleri Yüreğimin bütün bentleri paramparça şimdi söz geçiremiyorum yüreğime. Düşlerime de sığmıyorsun artık büyüdükçe büyüyorsun gözlerimin sonsuzluğunda