Kim bilir , belki gelirsin bir gün.
Uyku çiçekleri, böler uykusunu, görmek için geldiğini.
Mazlum çocuklar sokak aralarında, şen kahkahalarla çırpar ellerini.
Kim bilir , belki gelirsin bir gün.
Kapımın eşiği altın yaldızlara boyanır,
Evimin pencerelerinden ışık hüzmeleri
sızar da dışarı, meraklı teyzelerin dilleri dolanır.
Gelirsin bir gün, hatrı sayılıyor diye böbürlenir kahvem. Adım attın ya sen dört köşe olur terasım.
Limon ağaçları bir başka güzel kokar.
Belki bilsen bunları, gelirsin bir gün.
Kim bilir benden başka böyle beklemeyi seni?
Ölmeye giden yeminli askerler gibi kalbime gelecek kurşunu peki?
Senin nahoş sözlerinden başka ne delebilir ki benim zırhımı?
Kim bilir, gelirsin bir gün..
Dinlersin benimle şu hoyrat dalgaların sesini.
Ufkumuzda sahte yakamozların sebebi deniz feneri. Bir kaç uykusuz martı arsızca öterken seher vakti , gelirsin bir gün.
Parmaklarının değmediği her gün, bir tel ağırıyor saçlarım.
Kalbim , atmaya devam ediyor sensizliğe ihanet edercesine.
Beklerken belim bükülür de beğenmezsin diye korkarım. Kim bilir , belki çıkar gelirsin bir gün.
Ömrüm yetecek mi bilmem , vermem son nefesimi direnirim , seni görmeden gitmem.
Kaç gece , kaç sabah bilmem sayısını günlerin.
Uyansam da her gün musalla da , sen gelmeden ölmem.
Eee kim bilir , belki gelirsin bir gün. Gözlerime bakarak işledin dünyada ki en büyük günahı. Bilseydin o bakışlar Fatih'in kılıcından keskin merhamet eder miydin?
Kanım akmıyor, sen vurunca. Bir an dahi korkmam, cümle ordular gibi gelse üzerime kirpiklerin.
Tenini konuşmuyorum , haddim değil anlatmak. Bazen yetmez kelimelerim , mümkün değil anlamak.
Belki gelirsin bir gün kim bilir.
Denerim karşında konuşmayı.
Dilim çözülür ve dizlerimin bağı. Saçlarımın hercai bukleleri hizaya gelir. Göz yaşı değil de , cevahir akar gözlerimden o gün.
Belki gelirsin bir gün, kim bilir?