Bazı isimler artık fısıldanmaz,
bazı yüzler sadece rüyalarda görünür.
Ve bazı sesler,
yalnızca rüzgâr estiğinde hatırlanır.
Kaybettiklerin içindedir aslında,
bir melodinin en kırılgan notasında,
bir mevsimin ansızın değişen havasında,
ve en çok da,
hiç söyleyemediklerinde.
Biliyor musun,
insan en çok,
söyleyemediklerini özler.
Bir "gitme" diyemeyişi,
bir "kal" diyemeyişi,
ya da bir kez daha sarılamayacağını bilmenin ağırlığını.
Ama gidenler,
aslında hiçbir yere gitmez.
Onlar, bir yağmur damlasında,
gözlerindeki bir buğuda,
ve kalbinin en kırılgan köşesinde
sessizce yaşamaya devam eder.