Gidiyorum buralardan yalınayak ve üzgün
aldırmadan önümdeki uçurumlara
Asi Onurlu ve Ümitsiz
hoşça kal ayak izim gönül gizim hoşçakal
Ölüme yol alıyorum
Varsın hayallerim kurduğum yerde kalsın
o gerçekleşmeyen hayallerim
ardımda yaralı bir yürek
kederli bir ömür
ve yoksul anılar bırakarak
çekip gidiyorum işte
hoşçakal gönlümün nazlısı bağrımın sızısı
hoşçakal
Yorgun bedenimle Ölüme gidiyorum
Gidiyorum başım önümde gözümde nem
duramam artık ey aşk ey sevdiğim
hüzne ve kedere boğulduğum bu şehirde duramam artık
Ben Ölümle nişanlandım ben gidiyorum
Hiç bir anı kabul etmiyor beni
bedenim buz gibi soğuk
yüreğim paramparça keder
kış kadar soğuk ellerim
ardımda yoksul bir sevda
ve bana ait ne varsa bırakıp ardımdan gözü yaşlı
çekip gidiyorum işte
hoşça kal anlımın yazısı kaderimin küskünü
hoşçakal.
Dünya bana göre değil
Ölüme gidiyorum
Bütün yaprakları dökülmüş
dalları kırılmış bir ağaç gibi hıçkırarak
ve bırakarak ardımdan sırtımı yasladığım
çınar ağacını yaslı
meçhule giden acılar yüklü bir gemide
uğuldayan rüzgarlara sarıp sesimi
şarkıların sustuğu aşkların vurulduğu
limanlara gidiyorum sevdiğim
hoşça kal kırık sazım sevdamın yaralı türküsü
hoşçakal
Acı dolu yuregimle Ölüme gidiyorum
Bir yıldız daha kaymadan gözlerimden
yüreğimden bir arzu daha sönmeden
ıssız bir köşede bırakıp kırgın gülüşlerimi
düşlerimi hüzünlü bir fotoğrafa bırakıp
çekip gidiyorum işte ey aşk ey sevdiğim
Ölüme yol alıyorum