Göğsümde kazınan,
Tanrının alınganlık yaptığı bir gün gibi.
Unutkan bir gövde ve bir umut tanesi akılla.
Sabır defterini tekmeleyen ,
Dünler ve günler olarak.
Kendiliğini kaybetmiş bir avuç kalmışım.
İçim soldan sağa yukarıdan aşağı hasret.
O gün içimin sessizliğini kaybettim ben.
Ses geçiren duvarlarını yankınla öptürdüm.
Erimeyen ve bitmeyen bir sancı yuttum.
Ağzının bir kıvrımından cesaret bularak.
Sen gülümserken ben daha çok vardım.
Şimdi bir uçurum inşa etmek için taş topluyoruz.
Üzerinde çalışılmamış bir yakınlık var aklımda.
Aşağı atlamaya meyilli , aşağıda beklediğinden emin.
Tam ortasında uyanmak için
kendimle savaştığım ,
O keskin rüya.
Beni yarım bırakan.
Ve beni buna alıştıran.
Gün gün sularım çekiliyor sanki.
Ortada vıcık vıcık bir bataklık,
Ben o bataklığın ta kendisi.
Bir şeyler yeşersin diye uğraşan.
Gün gün kurumaya yüz tutmuş.
Vazgeçmeyi beceremeyen.
İyi ya da kötü demiyorum.
Sadece uman.
Bataklığın ta kendisi.
Sevilemeyecek olanlar,
Acının kalbine esir düşmüşler.
Yetişemeyecek olanlar,
Bir bekleyişe günlerini kiralamışlar.
Güzel düşünülmüş ama dünyanın en çaresiz hislerini içime sığdıran bu dünya.
Umarım bir gün getirir benden kaçırdığını.