Sezen üstüne çullanan can sıkıntısını yenmek için arkadaşı Aygül'ü eve davet etti.Arkadaşıyla anlaşmasıyla ayağa kalkması bir oldu.Aygül gelmeden kahveyi , çayı hazır etmeliydi ki geldiğinde onunla muhabbetin tadına varabilsin.Kahvesini hazırlarken annesi de dolma içi hazır etmişti.O da komşusuna rahatlıkla geçip kahvesini yudumlarken onlar burda iki kız işleri hallederlerdi.Annesi Sevim pek panik bir hanımdı.Hemen her şeye stres olur çevresini de sinir stres ederdi.Annesinin bu yönünü törpülemesi gerektiğini düşünüyordu Sezen.O da sakinliği seviyordu bu yüzden oldum olası anlaşamıyorlardı ama tartışıp stres yüklenmenin sırası değildi.Sevim elinde tatlı koyduğu tabağıyla Hayriye'lere Cevriye'lere doğru tin tin yol alırken yolda Aygül'ü gördü.Aygül 5 dakikalık mesafeden hemen çıkagelmişti.Sevim Aygül'ü de tembihlemek için bir müddet tuttuktan sonra güler yüzle yollarına koyuldular.Kapıya geldiğinde kapı yarım açıktı ama yine de haber vermek için birkaç vurumluk tıklattı ve seslendi :
-Been geeldimm !!
-Mutfaktayıım gel Aygül
Sezen kahveleri siyah beyaz fincanlarına doldurdu arkadaşına sıcacık sarılıp onu hoş karşıladı.İkisinin de yüzü gülüyordu.Nasılsın n'apıyorsun derken Aygül takılarak :
-Ee hani bizim yapraklar ? Sıkı yönetim Sevim Hatun iyiden iyiye tembihledi.Bitirin de pişirip yiyin yemeden sakın ha gitme dedi , benden demesi.
Sezen göz devirdi
-Annen söz aldı kızım , yoksa ben yaprak sarmasına çokta düşkün değilim yani bilirsin.
İkisi de inanmamışlardı bu sözlere.Sezen yaprakları masaya koyduğunda Aygül'de dolma içini ve iki tatlı kaşığını ortaya koymuştu.Sezen masaya yerleşip telefon elinde arka fonda çalacak müzik ayarlarken
-Kalk kahve yap bu kahve bizi kesmez
Aygül hemen birer kahve daha hazırladı.Kerhen yapıyormuş gibi gözüküyordu.
-Tabi ya , misafirliğimiz de kalmadı artık tabi, dedi şakadan sızlanarak.
İkisi de yaprak açmaya başladılar.Arada ellerini kurulayıp müzik değiştiriyor kahve yudumluyorlardı.Hal Hal çaldı peşisıra Gönül Ferman Dinlemiyor
İyiden iyiye kendilerine şarkıya kaptırdılar düet yapıyorlardı
-Gönüül ferman dinlemiyoor bu ay rı lık çokk acı
-Gönül ferman dinlemiyoor yok mu bunun ilaacı??
Sezen masaya esprili şekilde sallana sallana güllü lokum koydu.Aygül birden söze girdi
-Baharın ilk günleri miydi yoksa baharın ortaları mı bilmiyorum.Yine bu zamanlar olsa gerek seneler evvel , daha eski evdeyken gece içime bir sıkıntı girdi ki anlatamam.Uyusan uyuyamıyorsun böyle anlamsız mücbir bir bunalma durumu.Sebebini bulamazsın ama ayakta tutar seni günlerce ya öyle bir şey.Bilinçaltında bir şeyler gün yüzüne çıkmış demekki dayanamadım kalktım.
Sezen müziği kısıp ona odaklandı
-Ev çok sıcak oluyordu biliyorsun ya balkonun kapısı açık çıktım balkona saat 4-5 civarı.Ilık ılık eserken Allah'ım bir gül kokusu vuruyor burnuma...Yahu nasıl ferahlatıcı nasıl güzel.Uzun bir müddet orada kaldım artık gün aydınlanırken mecburen içeriye geçip yatmıştım yatağıma.
Sezen gül lokumu olan tabağı uzattı arkadaşına.Bir taraftan lokum yerken eli yaprakta kulağı arkadaşında.Aygül lokumdan ısırık alarak arkadaşına gösterdi
-Biliyor musun Sezen ya sen de şahitsin.Sende bende herkes gibi mutlaka bir seyler yaşadık geldik bu zamana kadar.Ama inanır mısın bu zamana kadar çok şey yaşadıysam da kaç yaş atlatmışsam da o günkü bir gül kokusu etmedi hiçbir yaşım.
Kamuran Akkor Kabahat Seni Sevende çalıyor
Sezen :
-Kendi kendine yetebilmeyi kendine iyi gelecek bir şeyler bulmayı öğrenmişsin galiba o günlerde ? Çünkü biliyorum sen önemli durumları kendi başına halletmeyi tercih edersin.O gül kokusu sana bu tür bir şeyi hatırlatıyor olmalı.
-Lokum yeee
Aygül'ü bir gülme aldı.Şen şakrak bu sohbet ziyafeti yaprakların bitmesiyle duraksadı.Yaprakları tencereye dizip üzerine yağ gezdirdiler limon koydular.O pişerken kızlar oynadı eğlendi.
Sevim Hanım'ın komşu ziyareti bitmiş olsa gerek kapı kapanma sesi duyuldu.Sevim mutfaktan girerken elinde giderken götürdüğü tabak komşular kızları da düşünmüş bir şeyler koymuşlar.Sevim'de mahalle bakkalından yanına içecek almış.Elindekileri Sezen'e uzattı.
-Sarma pişesiye kadar şu tabağı dolaba koy.
Kontrolcü anne tutamadı kendini sıraladı ;
-Kızım meşrubatları dolaba koyma onları masaya koy.Boğazınız şişecek ondan sonra yok hastayım anne yok boğazım ağrıyor.Aygül'ün annesi kızıma iyi bakmamışlar der bize bak
Sezen huysuz huysuz içecekleri masaya dizerken Aygül'le göz göze gelip gülmeye başladılar.Galiba hiç büyümeyeceklerdi annelerinin gözünde.