güneşinde makas kesiği bir sabah
dertli bir gün
her yanından yaralı
kursağımda kuru ekmek hüznü
uykularım işgale uğramış
kirpiklerim savaş alanı
barışçıl bir rüya bile
durduramamış bu kanı
gözlerim pencerede kalmış
işte gün
her yanından yaralı
avlusunda ise bir caminin
kırık dökük bir tabut
son yolculuğuna çıkmaya yorgun
kalmaya dargın bir yürek, içinde
belki dost adı belki yedi kat yabancı
çıkacak işte son sefere
kimbilir hangi omuzlar üstünde
okul bahçesinde çiçekler açmış
adı selvi, adı mehmet
nasihatler dikilmiş beyaz yakalarına
avuçlarında bir serçe gibi ümitler
uçmayı bekliyorlar kanatlanıp da
daha öğretilmemiş onlara
hayatın matematiği
bu yüzden de karneleri hep pekiyi
köşede, sokağın girişinde
hüzünlü bekleyişlerin adresi
tütünü su diye içenlerin..
adı: aşıklar meyhanesi
kapı girişinde bir adam
cam dibinde ..
elinde kadehi, gözleri kapalı
belli içinde hicran yarası
dudaklarında Müzeyyen ablanın
benzemez kimse sana’sı
gün de bitap düştü işte
işte bu gecenin el koyması güne
ay yerinde yaşlı ve suskun
yıldızlar gökyüzünde aydın
güneşe elveda dedi
pencere önü çiçekler
boyunları büküldü çağlayanların
gün dertli
günler yaralı her yanından
her köşesinde yaşamın, bir kavga
her kavgada bir kaybeden
keşke bu hayatın da kepenkleri olsa
yorulunca çekilse aşağıya
çekilince bitse acı, sussa hüzün
ölse gün
sonra doğsa yeniden, kepenkler açılsa
ya da bazen
hiç açılmasa
..
abdullahcemek
19/07/2014