Yine bir cümle, yine bir şehir, yine bir isyan.
Gün başladı, kimine göre ise hiç bitmemişti.
Birçok kişi anormalin normalinde yahut normalin anormalinde rutinlerini yapmak için başladı güne. Gökyüzü bugün bambaşka. Bir zafer kazanmış edasıyla.Yüzü nasıl da parıl parıl parlıyor. Saçları bu sefer düzleştirilmiş gibi.Bakışları desen aşık iki çifte namzet.
Şehrin gürültüsü insanların gürültüsünden az değil.Egzoz dumanını anmadan geçemem. Parfüm sürmeden sokağa çıkamayan bir kadın gibi. Öyle dipdibe ki egzoz ve şehir.
Yarı uyanık gözler. Yarısından endişe yarısından uyku akıyor. Tövbe tövbe az kalsın arabaya çarpacaktı adam.Araba adama çarpsa haber olmazdı da, adam arabaya çarparsa akşama muzip bir haber olurdu ha.İnsan çiçeği koklayınca sıradan da, çiçek insanı koklarsa acayip bir haber silsilesiyle akşama Reha Muhtar sunardı haberleri.
İyi mi olurdu belki de. Komik söylemleriyle sert haberleri kahır dolu görüntüleri yumuşatıp sunardı izleyenlerin hizmetine.
Canlı yayınlara alıştığımız bu korona günlerinde adamın çarptığı arabayı canlı yayına bağlatır ve sorardı:
-Acı var mı acı efendim..
Olmaz denilen ne varsa olurlarını yaşadığımız asrın ne suçu var. Ol diyen ve oldurtana bin şükür.
Bunca haldan anlamaz insan ve can sıkan olaylar varken bir taraftan kainatın o güzel cilvesi.
Tam da şuracıkta. İlkokulun yanıbaşında pembe binanın kapısından içeri girmek için kızla yarışırcasına tombul bir kedi uçmakta. Evet şaşırmayın efendim. Arabaya çarpan adam olurda uçan kedi olmaz mı?
Hadi şu mavi kartona bakın Cenk Koray abi ne söylemiş bize:)
-Evet, olmaz dediniz ve oldu kazandınız bayanlar baylar .
Olmayanı olduranın, olanda sırrı bulduranın düşler sokağından bugünün daha sonuna geldik efendim.
Son mu dedin sanmam,biliyor musun ki ;bu çetrefilli dem'in başı neresi sonu neresi.beş bilinmeyenli denklem vari.
Hayat tüm cilvesiyle göz kırpmaya devam ediyor, bir nefeslik saltanatla. Elhamdülillah.
Bugün daha.
Pınar Önalan