Güzel sevmek...
Kaleme yazılamayan hisler mi?
Söylenemeyen sözler mi?
Yoksa kalbinde ukte kalan yetimler mi?
Fesleğenlerin yaprakları olmalıyım,
İlkbaharında açan.
Onu besleyen suyu tatmalıyım.
Güzel seven gibi dokunmalıyım.
Mahrum kalmasın benden,
Kokularımı saçmalıyım etrâfına.
Hindibalara yemiş tutmalıyım.
Biliyorum ki imkansız.
Ben imkansızı seçiyorum Üstâd'ım.
Yoksa nasıl akıllanır bu akılsız.
Bir yol üzerinde tayyare.
Tayyare içinde düşünceler.
Her bir kafadan bir ses yükselirken,
Nasıl parçalanır bu süzgeçten?
Bir çatlak...
Sızan bir kan...
Hani bazen bir çatlama hissedersin ya kalbinde.
Kan pıhtılaşıyor Üstâd'ım.
Kalbim yavaş yavaş köreliyor.
Kaybolmak desem...
Gitmek ile gelmek arası bir şey.
Nasıl anlatayım...
Nefesim tam, ritmin tam evrene karşı,
Ama başı boş bir his diyârı.
O an duracakmış gibi oluyor ya için.
Kaburgan parçalanacakmış gibi.
His diyârı bu.
Göğüs penceren açılmış,
Kafesin yırtılmış,
İşte bir acı daha gelir,
En çok da ezelinden gelir.
Güzel sevmek bu olmasa gerek Üstâd'ım.
Güzel seven alır içine,
Kapatır bütün bedenini örtüne.
Güzel insana yazısız bir köşk bırakılır,
Ve üstünde yazar,
Gönül kapım kapalıdır.
Kimsenin giremeyeceğini umût eder.
Bilemez...
Duran gönle gidemez.
Bir zevce gelir uzaktan.
Kurulur köşkün ucundan,
Ve sorar gönül kapısından.
"Yazıyı okumadın mı hanım?"
Cevap verir zevce tebessüm ederek.
"Ben okuma bilmem."
O an durur zaman.
İşte o vakit sunulur zamansız zaman.
Güzel insan Üstâd'ım!
Güzel insan...
Kalbini bilmeden amansız birine kaptırandır.
Güzel olan,
Her dâima güzel kalandır. :)
???? يا عشق ????